| Bunu düzeltebilirim. Tıpkı en sevdiğin bardağı kırdığım zamanki gibi. | Open Subtitles | يمكنني إصلاح ذلك ، مثل ما فعلت مع كوبك المفضل |
| düzeltebilirim, düzeltebilirim, bırakın da yapayım. | Open Subtitles | بإمكاني إصلاح الأمر بإمكاني إصلاح الأمر، دعني أصلحه |
| Sadece görüntü kayması. düzeltebilirim. | Open Subtitles | نعم, نحتاج لتحسين الصورة أستطيع إصلاح ذلك |
| Telefon faturan yüklü mü gelmiş bilmiyorum ama düzeltebilirim. | Open Subtitles | لو اننا نبالغ في محاسبتك لخاصية الانتظار يمكنني اصلاح هذا |
| Yaptığım hataları, artık düzeltebilirim.. Bunu artık görebiliyorum.. | Open Subtitles | لقد اخذت منعطف خاطئ في وقت ما لكن أستطيع إصلاحه , انا ارى ذلك |
| Bunu düzeltebilirim, Bill. Ne yapmam gerektiğini söyle yeter. | Open Subtitles | أستطيع أن أصلح الأمور فقط أخبرني ما الذي علي عمله ؟ |
| Onu bulabilirsem bunu düzeltebilirim. Sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | إن تمكنت من العثور عليه سأستطيع تصحيح هذا، أتعتقد ذلك؟ |
| Bir telefon açıp, her şeyi düzeltebilirim. | Open Subtitles | مكالمة تليفونية بسيطة، و يمكنني بها إصلاح كل شيء. |
| Bunu düzeltebilirim. Bozduğum her şeyi düzeltebilirim. | Open Subtitles | أستطيع إصلاح هذا استطيع إصلاح جميع مادمر |
| düzeltebilirim. Yoluna koyabilirim. | Open Subtitles | لكن أستطيع إصلاح هذا أستطيع أن أصحح الأمور |
| Evet. Ama bütün bunları düzeltebilirim. Tek yapman gereken elimi tutmak. | Open Subtitles | أجل ، ولكن يمكنني إصلاح الأمر كل ما يجب أن تفعله هو الإمساك بيدي |
| Gerçekten. Sorun olmaz. düzeltebilirim. | Open Subtitles | حقا , سوف يكون الامر على ما يرام أسطيع إصلاح ذلك |
| Hayır, gerçek olamaz. Hayır, hayır. Bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | لا، هذا لا يحدث، لا، لا يمكنني إصلاح هذا؟ |
| - Kapat şunu! - Hayır, düzeltebilirim. Dur biraz. | Open Subtitles | فقط اغلقه لا استطيع اصلاح هذا انتظري فقط |
| Böylece arkadaşlığımızı geliştirebiliriz hem bu sayede belki onunla da aramı düzeltebilirim. | Open Subtitles | بإمكاننا تغذية صداقتنا ثم ربما بإمكاني اصلاح علاقتي معها |
| - Bana da olmuştu. düzeltebilirim. | Open Subtitles | تباً ـ حدث معي ذلك من قبل، يمكنني إصلاحه |
| Haklısın, bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | تعلمين ماذا ؟ ، أنت محقة ، لكن يمكنني أن أصلح هذا |
| Lütfen arabaya bin. Olanları düzeltebilirim. | Open Subtitles | أرجوك أدخل السيارة يمكنني تصحيح الوضع |
| Ama kesinlikle ise yaradi. Açikçasi dediklerimden tek kelime anlamadigini varsayalim fakat hemen simdi masaya dönecek olursan bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | اعلم انك لم تفهم كلمة مما اقولها لكن فقط عد الى الطاولة, يمكنني معالجة ذلك |
| Çünkü bu şehirde yanlış olan şeyler var ve ben bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | لأن المدينة ليست على مايرام وأعتقد أنه بإمكاني إصلاحها |
| Onun hayatını ondan iyi yönetirim sandım. Her şeyi düzeltebilirim filan. | Open Subtitles | اعتقدت اني كنت اعلم كيف ادير حياته انني سأصلح كل شي |
| Bekle! Bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | أنتظر، أستطيع أصلاح هذا |
| Sorun değil, düzeltebilirim. | Open Subtitles | لا بأس، بوسعي معالجتك |
| Eğer ben bir hata yaparsam düzeltebilirim. | Open Subtitles | -حسنا انا هو انا . لو قمت بخطأ, استطيع اصلاحه. |
| - Her şeyi düzeltebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن إصلاح الأمور- لوكس , لا يمكننا اصلاحها! |
| Bunu düzeltebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أعدل هذا |