| Aileden ayrılırsanız, bu düzlüklerde pusuya yatmış olan avcılardan biri tarafından yakalanabilirsiniz. | Open Subtitles | لو انفصلت عن العائلة فقد يخطفها أحد المفترسين الذين يجوبون تلك السهول |
| Bu acımasız bir sosyal düzen fakat bu çorak düzlüklerde, arap babunları adına işe yarıyor. | Open Subtitles | إنه نظام اجتماعي قاسٍ، لكنه فعال لسعادين الهامدرايرز هنا على هذه السهول العشبية الجافة. |
| Bir kurt için tuhaf bir av gibi görünebilir ama yüksek düzlüklerde bulunabilecek en iyi yiyecektir. | Open Subtitles | قد يبدو كفريسة غريبة بالنسبة لذئب لكنه أجود أنواع الطعام في هذه السهول المرتفعة |
| düzlüklerde yükselen 300 metrelik sütunlar, tepeler, yüksek ovalar milyonlarca yıllık jeolojik savaşın anıtlarıdır. | Open Subtitles | تُعتبر أعمدة وهضاب وتلال الحجر الرمليّ التي طولها ألف قدم والمرتفعة فوق السهول نصباً تذكاريّة لملايين سنين المعركة الجيويوجيّة. |
| Açık düzlüklerde, pek azı gizlilik içinde avlanabiliyor. | Open Subtitles | قلّة من ييصيد خلسةً في السهول المكشوفة |
| "Bu kupkuru düzlüklerde..." | Open Subtitles | على السهول الذابلة |
| Doğu Serengeti'nin içlerine doğru Ngorongoro kraterinin yakınındaki düzlüklerde dünyanın en ünlü arkeolojik sitelerinden Olduvai Gorge yer almaktadır. | Open Subtitles | مجروح في (سيرنجيتي) الشرقية (السهول بالقرب من (نجورا-نجورا هو (أولديفاي - كورج)، هو من أكثر |