Fakat,çok acı çekmesi dışında, hiçbir şey öğrenemedik. | Open Subtitles | و لكنا لم نعرف شيئاً سوى أنه يتعذب بشكل رهيب |
Bize yorulmadan şarkı söylemek dışında hiçbir şey yapmazlar. | Open Subtitles | لا يفعلون شيئاً سوى الغناء من قلوبهم لأجلنا |
500 dolar değerinde bir hayat sigortası dışında hiçbir şey. | Open Subtitles | لا شيء إلا خمسمائة دولار تعيسة من بوليصة تأمين |
500 dolar değerinde bir hayat sigortası dışında hiçbir şey. | Open Subtitles | لا شيء إلا خمسمائة دولار تعيسة من بوليصة تأمين |
Lanet olası bıçakların ve karate hareketlerin dışında hiçbir şey. | Open Subtitles | لاشيء سوى خناجركَ الدموية، و ولعك بفنون الكاراتيه |
Kendin için üzülmek dışında hiçbir şey. - Ne yapmam gerekiyor? | Open Subtitles | لاشيء سوى الشعور بالأسى على نفسك |
Bu zayıf aşı dışında hiçbir şey. Neden bir sır gibi saklandığını anlayabiliyor musun? | Open Subtitles | ليس لنا دفاع ضد هذا لا شيء سوى لقاح ضعيف |
Size, sadakatimiz dışında hiçbir şey veremiyoruz. | Open Subtitles | انا لا استطيع ان اقدم لك شىء ما عدا اخلاصى وولائى |
24 saattir bir sosisli sandviç dışında hiçbir şey yemedim. | Open Subtitles | أنا لم أكل شئ سوى نقانق مغلية في 24 ساعة الأخيرة |
Bize yorulmadan şarkı söylemek dışında hiçbir şey yapmazlar. | Open Subtitles | لا يفعلون شيئاً سوى الغناء من قلوبهم لأجلنا |
İstediğinde ötmemek, istemediğinde ötmek dışında hiçbir şey yapmıyorlar, bir de gıcırtı sesi çıkarıyorlar. | Open Subtitles | إنه طائرٌ لا يفعل شيئاً سوى الغناء عندما لا أريد، و التوقف عنه عندما أريد منه ذلك و إصدار صوت الحك المزعج و البغيض |
Bunca yıl ufak notlar ve para dışında hiçbir şey yollamadın. | Open Subtitles | كل تلك السنوات انت لم ترسل شيئاً سوى القليل من الرسائل والكثير من النقود |
Bunu bizzat ondan duymak isterim yoksa işi bozmak dışında hiçbir şey yapmamış gibi hissedeceğim. | Open Subtitles | أود أن أسمع ذلك منها وإلا سأشعر أني لم أفعل شيئاً سوى زيادة الأمر سوءً |
Meni dışında hiçbir şey yemeden yaşamak gerçekten mümkün mü? | Open Subtitles | هل من الممكن العيش على لا شيء إلا المني؟ |
Hiçbir şey, patronumla buluşacak olması dışında hiçbir şey. | Open Subtitles | لا شيء , إلا انه على وشك لقاء مع رئيسي. |
Ne yiyecek, ne su, ne yedek oksijeniniz var şu anda gördüklerim dışında hiçbir şey. | Open Subtitles | ليس معكم غذاء، ولا ماء، ولا احتياطي من الأكسجين. لا شيء سوى ما أنظر اليه الآن. |
İnsanoğluna sükûnet ve huzur dışında hiçbir şey vermezsen insanoğlu bir zombiden, otlayan bir inekten farksız kalır. | Open Subtitles | البشرية لا شيء ما عدَ الهدوءِ والأوامر. و البشرية لا شيء سوى الزومبية، ورعاةٌ للبقر. |
Tanrı'ya iman dışında hiçbir şey... | Open Subtitles | لا شىء ما عدا الأيمان بالرب. |
Şu andan sezon sonun kadar, basketbol dışında hiçbir şey düşünmenizi istemiyorum. | Open Subtitles | من الآن وصاعداً حتى نهاية الموسم، لا أريد أن تفكروا بأي شئ سوى كرة السلّة. |