Bence her gerçek dağcı dağda kalmak ister. | Open Subtitles | أعتقد أن كل متسلق حق الرغبة في البقاء على الجبل. |
Anlaşıldı dağcı, şifre için beklemede kal. | Open Subtitles | روجر، متسلق جبال. قف بجانبه لرمز الترخيص. |
dağcı pozisyon aldı, cevap ver Eğitim Kampı. | Open Subtitles | متسلق الجبال، في الموقع. تعال فيه، معسكر صندوق. |
dağcı, çocuklar orada değil! Kaset tekrar ediyor. | Open Subtitles | يا متسلقة الجبال ، الأطفال ليسوا بالمبنى |
dağcı, günlük kod 78765. Bağlantı istiyorum. | Open Subtitles | المتسلق ، رمز اليوم 78765 أطلب الإذن بالدخول |
Çoğu dağcı için 914 metre dikey granit tırmanmak üç ile beş gün arası sürer. | TED | يأخذ معظم المتسلقين ثلاثة إلى خمسة أيام لتسلقه. |
Yerinde kal dağcı. | Open Subtitles | إنتظري قليلاً ، يا متسلّقة الجبال لقد أوشكت على الإنتهاء |
Çok zaman önce, anakarada, dağcı bir efendi vardı. | Open Subtitles | منذ فترة طويلة, على القارة, كان هناك سيد متسلق للجبال. |
Bir dağcı ya da bir uyuşturucu satıcısı ya da çılgın biri değildi. | Open Subtitles | لم يكن متسلق صخور أو تاجر مخدرات أو مجنونا بأي شكل |
Bu çocuğun adını, süper yetenekli dağcı diye duymuştum. | Open Subtitles | سمعت عن ذلك الفتي الذي كان متسلق خارق موهوب |
Fırtına esnasında başka kötü haberlerde aldık, diğer bir dağcı Beck Weathers karlara gömülmiş ve ölmüştü. | TED | ومن ثم سمعنا أنباء سيئة أثناء العاصفة .. وهي أن " بيك ويذيرز " وهو متسلق آخر قد إنهار في الثلج وفارق الحياة |
Ve bir dağcı daha o gün ölebilirdi ama ölmedi ve oda Beck Weathers'dı. | TED | وهنالك متسلق آخر كان يمكن أن يموت آنذاك ولكنه لم يمت إنه " بيك ويزيرز " |
On bir dağcı fırtına ve çığlarda öldü. | Open Subtitles | 11 متسلق مات من العواصف والأنهيارات. |
Adam Tallis... ve dağcı olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | ادم تاليس و عرفت ايضا انه متسلق جبال |
Boy, kilo oranı kusursuz. Harika bir dağcı olacaktır. | Open Subtitles | حالة الوزن والطول جيّدَة، سَوف تكون متسلقة رائعة |
Mükemmel bir kilo boy endeksi var. Çok iyi bir dağcı olacağa benziyor. | Open Subtitles | حالة الوزن والطول جيّدَة، سَوف تكون متسلقة رائعة |
Mugs'a göre bu caymak için neden değildi. Ona göre, kendisi evrensel bir dağcı ve tüm bunlar da evrensel bir planın parçasıydı. | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لماجز هذا لم يمنعه لقد كان بمثابة المتسلق الخارق |
Ve Slovenyalı meşhur dağcı, Silvo Karo da Conrad'ı arayıp, beta bilgisi yani tırmanış rotası hakkında bilgi istedi. | Open Subtitles | وبعدها جاء ذلك المتسلق العظيم السلوفيني سيلفو كارو إتصل بكونرد ليطلب منه معلومات عنها |
Ancak yine de pek çok dağcı, bağımsız grupların kendilerini kontrol etmeleri gerektiğini düşünüyor. | TED | ومع ذلك ما زال العديد من المتسلقين يشعرون بأنه على المجموعات المستقلة مراقبة بعضها البعض. |
Birkaç dağcı daha geliyor, bulduğumuz herşeyi size bildireceğim. | Open Subtitles | سنحضر مزيداَ من المتسلقين وأبقيك على اطلاع بكل جديد انظر هنا |
Tamam, dağcı, altı derece güneybatıya gidin. | Open Subtitles | .. حسناً ، يا متسلّقة الجبال توجّهي 6 درجات ناحية الجنوب الغربي |
Birkaç tane dağcı bir çığlık duymuşlar bir titreşim hissetmişler ve mavi bir parlama görmüşler. | Open Subtitles | أجل ، زوجين من المتجولون سمعوا صراخاً |
Bizim cesur dağcı tugayındakiler. | Open Subtitles | إنهم حُـماة جبالنا الجريئين. |