ويكيبيديا

    "da değil" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • وليس
        
    • ليس في
        
    • و ليس
        
    • ليست في
        
    • و ليست
        
    • لكن ليس
        
    • بل
        
    • وهو ليس
        
    • تكن في
        
    • وليست في
        
    • هي ليست
        
    • ليس فى
        
    • ولَيسَ
        
    • وهي ليست
        
    • ولا هي
        
    Bu gizli saklı da değil çünkü her yerde böyle büyük levhalar var. TED وليس شيء من هذا بمثابة سر، فيوجد مثل تلك اللافتات الكبيرة بكل مكان.
    Sadece bu da değil, Amerika'da yeni bir dinleyici kitlesi kazanacaksın. Open Subtitles وليس هذا فقط , سوف تكسبين جمهور جديد في الولايات المتحدة
    Hayır, "You've Got Mail" da değil "Sleepless in Seattle" filmindekinde. Open Subtitles لا.ليس في فيلم وصلك بريد با في فيلم أرق في سياتل
    Bronkoskopisi normaldi. Enfeksiyon da değil. Geniş spektrumlu antibiyotikler henüz etki etmedi. Open Subtitles و ليس عدوى أيضاً لأن المضادات الحيوية واسعة المجال لم تأتى بفائده
    Evet ama Karakas, Bolivya'da değil, değil mi? Open Subtitles نعم, ولكن كاراكاس ليست في بوليفا أليس كذلك؟
    Ve sadece Amerika'da da değil her ülke ve ekonomide. TED وليس ذلك في الولايات المتحدة الأمريكية فقط، وكن في أي دولة، وفي أي إقتصاد.
    Ama sadece bu da değil, biyolojiyle aramızda nasıl bir simbiyotik (karşılıklı fayda sağlayan) ilişki geliştirebileceğimizi düşünmeye başlayacağız. TED وليس هذا فحسب، بل سنبدأ فى التفكير حول كيفية تطوير علاقات تكافلية مع الطبيعة.
    Sadece bu da değil, eğer kasırga olmasaydı ... ... sonuncu daha uzun olabilir. TED وليس ذلك فقط .ويمكنه ان يستمر لوقت اطول حتى لو لم يكن هناك اعصار
    Şimdi kent hayatını düşünelim ama bugünü değil, geçmişte olanları da değil, gelecekteki 100 yılı düşünelim. TED ودعونا نفكر في حياة الحضر ، ليس اليوم وليس في الماضي ، ولكن ماذا عن المائة عام القادمة ؟
    Bölünmüş okullarımız, mahallelerimiz, iş yerlerimiz var ve bu politikaları koyan kişiler cüppe giyenler insanlar da değil. TED لدينا فصل في المدارس والأحياء وأماكن العمل، وليس كون الناس ترتدي الأغطية هو ما يبقي هذه السياسات في مكانها
    Sadece bu da değil, yıllar sonra raketbol oynamasını da öğretiyordu. TED وليس ذلك فحسب، بعد عام لقد كان يدرّب كرة المضرب
    Tanrı bizim yanımızda da değil çünkü aynı zamanda salaklardan da nefret ediyor. Open Subtitles الرب ليس في جانبنا لأنه يكره البلهاء أيضاً
    pratik konuş, Mulder, Kuru günümüzde yok yeni ginede değil ve kesinlikle amerikada da değil. Open Subtitles متكلّم عمليا، مولدر، كورو لا يجد أكثر حتى، ليس في غينيا الجديدة وبالتأكيد ليس في الولايات المتّحدة
    Mesajınız Var" da değil "Sevginin Bağladıkları" filmindekinde. Open Subtitles لا.ليس في فيلم وصلك بريد با في فيلم أرق في سياتل
    Her zaman sahne korkum vardı ve az da değil, çok fazla. TED لقد عانيت دائماً منه، و ليس بشكل طفيف، إنما بشكل كبير.
    Eğer karşılık vermiyorsan, hemen tedaviyi durdururuz tedavide günler içinde, 3 ay da değil. TED إن لم تكوني تستجيبين، سنعلم أن نوقف العلاج فورا، بعد أيام من المعالجة، و ليس بعد 3 أشهر.
    Ama sonradan farkına varıyorsun ki, Belçika'da değil de güzel bir yerde olsaydı, daha çok insan görmeye gelirdi. Open Subtitles لو تخيلت أنها ليست في بلجيكا وكانت في مكان آخر جيد
    Sıradan bir kravata göre pahalı da değil. Ördekli kravat mı? Open Subtitles و ليست أغلى من ربطة العنق العادية ربطة عنق البطة ؟
    Walter'a yaptıklarımdan suçluluk duyuyorum, ama o kadar da değil. Open Subtitles أنا أشعر بالذنب عما حدث لوالتر لكن ليس لتلك الدرجة
    Sadece İngiltere'de ve Amerika'da değil, Fransa ve Macaristan'da, Brezilya'da, Myanmar'da, Yeni Zelanda'da. TED ليس فقط في بريطانيا و أمريكا، بل في فرنسا وهنغاريا والبرازيل ومينمار ونيوزلندا.
    Caro Arc da değil. Hatta tüm Pasifik bile değil. TED وهو ليس قوس كارو ولا هو حتى المحيط الهادئ كله
    Aklıma gelmişken M. Hall'da değil miydin sen? Open Subtitles بالمناسبة , ألم تكن في القوة الجوية
    O bir vampir değil. Hapis evreninde falan da değil. Open Subtitles إنّها ليست مصاصة دماء، وليست في عالم سجنيّ.
    Hayır, Veer aslında cenaze Hindistan'da değil. Open Subtitles لا يافير في الحقيقة هي ليست في الهند لذلك..
    Zharkov ona gidecek. Ama Orta Doğu'da değil, Avrupa'da. Open Subtitles زاراكوف هو الذى سيذهب اليه ولكن ليس فى الشرق الاوسط بل فى اوروبا
    Joey, biraz garip hissediyorum. İyi anlamda da değil. Open Subtitles جوي، شيء يَبْدو غربةً ولَيسَ غربةَ جيدَ.
    Julia başka bir kızdan hoşlandığımı düşünüyor ve haksız da değil. Open Subtitles جوليا تظن أني أحب فتاة أخرى وهي ليست مخطئة
    Ben medyum değilim ki. O da değil. Open Subtitles حسناً، انا لست بعرافة، ولا هي أيضاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد