Ama ben- Ve kızımdan da uzak dur, robot. | Open Subtitles | لَكنِّي أنا وابق بعيداً عن بنتي، ايها الآلي |
İki kapından da uzak durun. Etraf tamamen temizlendiğinde açacağız, efendim. | Open Subtitles | ابقَ بعيداً عن البابين سنعاود فتح الأبواب بعد أن نتأكد من كل شيء، سيدي |
Ameliyatta, elinden gelenin en iyisini yaparsın, ama hastadan da uzak durursun çünkü her zaman iyi sonuçlanmaz. | Open Subtitles | تجري عملية وتقوم بأفضل عملك لكنك تبقى بعيداً عن المريض لأن الامر لا ينتهي بشكل جيد دائماً |
Bir gün, şu andan çok da uzak olmayan bir gün bunu kitabımda kullanacağım. | Open Subtitles | ذات يومٍ، ذات يومٍ ليس ببعيد من الحاضر، سوف أستخدم هذا في كتاب. |
Girişten o kadar da uzak değiliz. Başka bir kablo ayarlarız. | Open Subtitles | نحن ليس بعيدين إلى هذا الحد عن المدخل، سنعد سلكاً آخر |
Bir dahaki hafta sonu o kadar da uzak değil. | Open Subtitles | عطلة الأسبوع القادم ليست بعيدة إلى ذلك الحد. |
Beladan da uzak duruyorsun, değil mi? Kavga falan etmiyorsun? | Open Subtitles | و كنت تبقى بعيداً عن المتاعب لم تكن تتعارك؟ |
Aslında o kadar da uzak değil. Yürüyerek 2 hafta. | Open Subtitles | ليس بعيداً عن هنا حوالي أسبوعين مشياً على الأقدام |
Biz de sana yargıca vermek üzere bir tavsiye mektubu veririz, ...ki bu çok iyi, seni basından da uzak tutarız, ...dokunulmazlığını da alırsın. | Open Subtitles | سوف نقدم طلب مساعدة إلى القاضي، الذي يكون رائعاً، وسنبقيك بعيداً عن الصحافة، وتحصل على الحصانة. |
Kedi kakasından da uzak dur, olur mu? | Open Subtitles | إبق بعيداً عن تلك القطة يا بني |
Ve uyuşturucudan da uzak dur. | Open Subtitles | و أن أبقى بعيداً عن المخدرات غير الحشيش |
Benden de, oğlumdan da uzak dur. | Open Subtitles | ابقى بعيداً عني و ابقى بعيداً عن ابني |
Yüzmeye gittikleri yerden çok da uzak değil. | Open Subtitles | ...ذلك ليس بعيداً عن النهر حيث ذهبا للسباحة |
Bu varlık Carol Anne'in çok yakınında ama onu ruhani ışıktan da uzak tutuyor. | Open Subtitles | إنه يَبقي (كارول آن) قريبة منه و بعيداً عن الضوءِ الروحي |
Ve arabalarından da uzak durun. | Open Subtitles | وابقوا بعيداً عن السيارات |
Kafamdan da uzak dur, tamam mı? | Open Subtitles | وابقي بعيداً عن رأسي, حسناً؟ |
- Ana yollardan da uzak duralım. | Open Subtitles | -ونبقى بعيداً عن الطرق الرئيسية |
Yani, şöyle bir etrafa baktığım zaman, bizim yapıyor olduğumuz işlerin çoğunu yapacak olan insan şeklindeki robotlara sahip olacağımız günün çok da uzak olduğunu düşünmüyorum. | TED | عندما انظر حولي، أفكّر أنّ ذلك اليوم ليس ببعيد يوم يكون لنا روبوتات مشابهة للبشر تحتلّ العديد من المواقع التي نعمل بها الآن. |
Pilot uçağın yönünü çoktan değiştirmişti ve... henüz o kadar da uzak değildik. | TED | و كان الطيار قد ادار الطائرة بالفعل، و لم نكن بعيدين. |
Cal Tech Pasadena'da çok da uzak değil yani. | Open Subtitles | والمسافة لم تكن بعيدة إلى هذا الحد. أعني, "كال تيك" في "باسيدينا" فقط. |