Hayatım bir mücadele değil. Çok daha basit bir şey. Evet. | Open Subtitles | ـ وحياتي ليست حملة أعلانية لكَ، إنها أسهل بكثير ـ أجل |
Çevrimiçi bir sürü arkadaş edinmek yüzyüze bir kişiyle tanışmaktan çok daha basit. | Open Subtitles | أن أكون صديقة للكثيرين على الإنترنت، أمرٌ أسهل من صداقة شخص واحد حقيقى. |
Teknoloji bize daha karmaşık şeyler gerektiğini söyleyip, daha basit şeyler vaat ettiğinde dinliyoruz. | TED | أن نستمع عندما تقول التكنولوجيا أنها ستأخذ شيئا معقدا و تعد بشيء أكثر بساطة. |
Fakat, biliyorsunuz, belki daha basit bir yaklaşım bile olabilir. | TED | لكن، كما تعلمون، هناك مقاربة أكثر بساطة حتى. |
Eğer İngiltere'de kalıp haftada askerlerimizin 50,000'ini vursaydık çok daha basit olacak olan bir savaş. | Open Subtitles | لتبدأ حربٌ أبسط بكثير من لو بقينا في انجلترا لنقتل 50 ألفاً من رجالنا في الأسبوع. |
Dava sizin sandığınızdan çok daha basit Bay Tappan. | Open Subtitles | حسناً ,إن القضية أبسط مما تتخيل سيد تابان |
Aslında daha basit yolu iki çeteyi de birbirine düşürmesidir. | Open Subtitles | حسناً، سيكون أسهل لو استطعت جعلهما يقضيان على بعضهما البعض. |
Aslında daha basit yolu.. ..iki çeteyi de birbirine düşürmesidir. | Open Subtitles | حسناً، سيكون أسهل لو استطعت جعلهما يقضيان على بعضهما البعض. |
Birisi bu soruyu sorduğu zaman cevap düşündüğünüzden çok daha basit ve daha az karmaşık olur. | TED | وفي الحقيقة، عندما يسأل شخص نفسه هذا السؤال، تكون الإجابة أسهل وأقل خطورة مما نظن عادة. |
Pekâlâ, pekâlâ, belki de daha basit bir şeyler denemeliyiz. | Open Subtitles | حسناً، ربما يجدر بنا أن نجرّب شيئاً أسهل |
Hayat, bir şeyleri onarırken çok daha basit gözüküyor. | Open Subtitles | تبدو الحياة أسهل بكثير حين يقوم المرء بإصلاح الأشياء |
daha basit günleri; hayattaki en önemli şeyin sağda solda takılıp plak dinleyip, arkadaşlarınla eğlenmek olduğu anları hatırlamak. | Open Subtitles | أن نتذكر وقت أكثر بساطة عندما أفضل شيء في الحياة كان شنقا، الاستماع إلى السجلات، ويلهون مع الأصدقاء |
Bir şifre olduğundan emin değiliz, belki de daha basit bir şeydir, değil mi? | Open Subtitles | فإننا لا علم لنا بأنها شفرة؟ فلابد من أن تكون شيء أكثر بساطة |
O zamanlar, her şeyin çok daha basit olduğunu düşünüyor musun hiç? | Open Subtitles | أفكرت ذات مرّة بأن الأمور كانت أكثر بساطة في الماضي؟ ماذا؟ |
Hayır. Tavsiyem çok daha basit. G.tlüğü bırak. | Open Subtitles | لا، نصيحتي أبسط بكثير كف عن التصرف بحماقة |
Görünen o ki John Doe 'nin vermek istediği msj daha öncekinden çok daha basit bir mesajmış. | Open Subtitles | "يبدوا وأن دافع "مجهول الهوية أبسط مما بدا بالبداية |
ancak arabaları doğru bir şekilde hafif olarak imal ettiğinizde daha basit ve ucuz olmaktadır | TED | وعندما تجعلها خفيفة بالطريقة الصحيحة فان صنعها سيكون ابسط و ارخص |
Yerimi doğrulaman daha basit olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا ظننت أنه من الأسهل لو أنك تأكدي مكاني |
Çalışmalarıma ilave için dizayn edilmiş daha basit bir örnek deney. | Open Subtitles | تجربة خام بالأحرى صمّمت لتعزيز دراساتي. |
- Evet, bu çok daha basit bir sorun olurdu. | Open Subtitles | نعم، هذا يمكن أن يكون مشكلة أبسط من ذلك بكثير. |
Sevginin dolambaçlı ve geçici olmadığı daha basit bir dünyaya. | Open Subtitles | فكرة العالم الأبسط حيث يكون الحب مباشر ودائم |
Hayır, tabi sağlar. Geçirdiğim yıllara göre, bu daha basit. | Open Subtitles | بعد سنة العذاب التي كابدتها، فإن هذا هيّن عليّ. |
Bana sahip olmak istediğini ama hayır, bu çok daha basit. | Open Subtitles | تريد أن تتملكني، ولكن هذا أبسط بكثير. |
Belki de arkadaşına daha basit bir şeyler öğretmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب أن تعلم صديقتك شيئا أقل تعقيدا بعض الشيء |
Şu sıralar kadınları inceliyorum. Konu, düşündüğümden daha basit. | Open Subtitles | إنني أحلل النساء في الوقت الحالي إن هذا الموضوع أقل صعوبة مما أظنه |
Sizinle olan sorunumuz Bay Johnson, çok daha basit. | Open Subtitles | مع رجل مثلك يا سيد جونسن، الأمر أبسط |