Öykümüzün başladığı akşam, içki içmekten dönen Bay Jermans, eve her zamankinden biraz daha geç gelmişti. | Open Subtitles | تبدأ قصتنا في المساء حيث الوقت متأخر عن المعتاد عندما عاد السيد جونز من الخمارة ليقوم بجولته العادية |
İkimizin de olmasını istediğinden daha geç. | Open Subtitles | كم الوقت الأن؟ إنه متأخر عن الوقت الذي نتمناه |
Denizler tanrısı bizi terk etti. daha geç olmadan geri dönelim. | Open Subtitles | إله البحار هجرنا عُد بنا قبل فوات الأوان |
Dışarda biraz daha geç saatlere kadar kalmaya başladım, vb. | TED | وبدأت بالسهر الى وقت متأخر من الليل، الخ.، الخ |
Alf, sekizde oynuyor. Saat, daha geç olmalı. | Open Subtitles | يبثون الف على الساعة الثامنة والساعة قد تعدت الثامنة بكثير |
Kes şunu, hadi yapalım bunu, hadi. Bir daha geç kalma. | Open Subtitles | لا تتأخر ثانية لن اتأخر |
Eğer bir daha geç kalırsam, bana betondan sakız kazıtacaklar. | Open Subtitles | سوف أتأخر إذا تأخرت مجددا سوف يرغموني على إزالة العلكة من الأرضية |
Eğer bir kez daha geç kalırsan sınıfta bırakırım ona göre, anladın mı? | Open Subtitles | إنْ تأخرت مجدداً لن أسمح لكِ بالدخول، أفهمتِ ؟ |
Sanıyordum ki gösteri dünyası gerçek dünyadan daha geç başlar. | Open Subtitles | أظن بأني فكرت بأن عمل الاستعراض يبدأ متأخر عن العالم الحقيقي |
Şov dünyası, gerçek dünyadan daha geç başlıyor sanıyordum. | Open Subtitles | أظن بأني فكرت بأن عمل الاستعراض يبدأ متأخر عن العالم الحقيقي |
Olivia'ya olman gerekenden daha geç ayak uyduruyorsun. | Open Subtitles | تبقيها صاحية لوقت متأخر عن المفترض به تفعل هذا . |
Ve her zamankinden daha geç geldin | Open Subtitles | وانت متأخر عن المعتاد |
Kuzenimden şimdi bir mesaj aldım, daha geç olmadan ayrıl diyor. | Open Subtitles | لقد تلقيت رسالة من قريبي كما تعلم ، تحذيرية يقول لي ان اغادر قبل فوات الأوان |
daha geç olmadan öğrendiğime sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد لمعرفتي بالحقيقة قبل فوات الأوان |
Omaha daha geç olmadan Shepherd'ı ve Borden'ı bulmamızı sağlayabilir. | Open Subtitles | أوماها يمكن أن تساعدنا على إيجاد الراعي وبوردن قبل فوات الأوان. |
Hava Tapınağı Adası'ndaki yemek çok daha geç bir saatte. | Open Subtitles | العشاء في جزيرة معبد الهواء ليست حتى في وقت متأخر من الليل |
sorun değil, ama şunu bil ki, babalarıyla yakın olan kızlar seks yapmaya daha geç başlıyormuş. | Open Subtitles | . حسنـاً، سأتدخل لكن أتعلم أن الدراسات تقول أن الفتايات اللاتي هن قريبات من أبائهم . يبدأون بفعل الجنس في وقت متأخر من حياتهم |
Farkındayım ama sandığımdan daha geç başlıyormuş ve benim... | Open Subtitles | لا , أعلم بأن فعلتُ ذلك , لكنها تبدأ في وقت متأخر من الذي ظننته ... و ينبغي علي الذهاب |
Alf, sekizde oynuyor. Saat, daha geç olmalı. | Open Subtitles | يبثون الف على الساعة الثامنة والساعة قد تعدت الثامنة بكثير |
Bir daha geç kalma. Geç kalmayacağım. | Open Subtitles | لا تتأخر ثانية لن اتأخر |
Bir daha geç kalırsan kovulursun. | Open Subtitles | إذا تأخرت مجددا (سميث) ستطرد |
Bir daha geç kalırsan, Takımdan atılırsın. Herneyse, Koç. | Open Subtitles | وإن تأخرت مجدداً فستترك الفريق |