Metanetli ol, Marge. Eminim daha iyi bir yere gitmiştir. | Open Subtitles | كوني قوية يامارج أنا متأكد أنه ذهب لمكان أفضل |
Hayır, sadece düşündün de sizi daha iyi bir yere gönderebiliriz. Size daha iyi bakabilecekleri bir yere. | Open Subtitles | كلا ، أرى بإمكاننا إرسالكما لمكان أفضل حيث ستلقيان عناية فائقة |
daha iyi bir yere gideceğime inandığın sürece, ölüm o kadarda kötü değil. | Open Subtitles | الموت ليس سيئاً مادمت تؤمن بأنني سأذهب لمكان أفضل |
%100 eminsin ki öldükten sonra, daha iyi bir yere gideceksin. | Open Subtitles | كنت واثقا مائة بالمائة انك بعد الموت ستذهب الى مكان أفضل |
Nasıl hissettiğini biliyorum, ama bir de şu yönden bak. daha iyi bir yere gitti. | Open Subtitles | أعرف ما هو شعورك, لكن فكر في هذا ذهب إلى مكان أفضل |
Ama daha iyi bir yere gelmek, dediğin gibi, benim seçmem demek. | Open Subtitles | ولكن كونى فى نقطة صعبة كما تسميها انت هو ما اخترت ان اكون فيه |
Bu çapta biri olunca ya daha iyi bir yere inanırsın, ya da suçlulukla yaşarsın. | Open Subtitles | بسبب مكانته اما ان تصدق انهم في مكان افضل او ان تعيش مع الشعور بالذنب |
Aklıselim, gerçeklerle desteklenen bir tartışma bizi çok daha iyi bir yere taşıyacaktır. | Open Subtitles | حوار فعّال مبني على الحقائق يقودنا فيما بعد لمكان أفضل. |
Havaalanlarının en iyi yanı daha iyi bir yere gitmek için oradan gitmendir. | Open Subtitles | الشيء الجيد الوحيد حول المطارات هو تركهم لمكان أفضل |
Eğer devrilmişse o kişinin daha iyi bir yere gittiğini gösterir, tamam mı? | Open Subtitles | وإنْ كانت مقلوبة فهذا يعني أنّ روحه مضت لمكان أفضل فهمتِ؟ |
daha iyi bir yere gitmek için ölmene gerek yok ki. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك الموت لتذهب لمكان أفضل |
"Üvey annem Leydi Crawley'in daha iyi bir yere gittiğini üzülerek bildiririm." | Open Subtitles | "يؤسفني أن أخبرك أن زوجة أبي السيدة "كرولي" ذهبت لمكان أفضل |
daha iyi bir yere gideceğine inanıyorum. | Open Subtitles | لازلت أعلم أنك ستذهب لمكان أفضل |
- Eminim daha iyi bir yere gitmiştir. | Open Subtitles | أنا واثقة أنها ذاهبة لمكان أفضل |
Pazarlığın sana ait kısmını vermeye başladığın zaman seni kalacak daha iyi bir yere aldırabilirim. | Open Subtitles | ربما أقدر على نقلك إلى مكان أفضل ومريح لا يمكنك عرض شيء يساوي قيمة المعرفة التي أمتلكها |
-Ruhları daha iyi bir yere gidecek. -Bunu daha önce de duymuştum. | Open Subtitles | أرواحهم ستذهب إلى مكان أفضل سمعت ذلك قبل الآن |
Ayrıca, daha iyi bir yere gittiklerini düşünüyorum. | Open Subtitles | إلى جانب , أننى أعتقد بانهم يذهبون إلى مكان أفضل |
Her konuda haklıydın. Seni daha iyi bir yere götürmeliydim. | Open Subtitles | لقد كنتِ محقة بشأن كل شيء كان يتوجب على أن آخذكِ إلى مكان أفضل |
Randy bizi daha iyi bir yere getirmeye çalışırken, ...adı Pablo olan adam da Katalina'nın hayatını daha iyi bir yere getiriyordu. | Open Subtitles | فيما كان يساعدنا راندي لبلوغ مكان أفضل كان رجل يدعى بابلو يساعد كاتالينا في الأمر نفسه |
Bir dahaki sefere daha iyi bir yere gideriz. | Open Subtitles | سوف آخذك الى مكان أفضل في المرة المقبلـة |
Burada oluş nedenim seni ve arkadaşlarını daha iyi bir yere getirmek. | Open Subtitles | وجودى هنا وضعط ووضع زملائك فى نقطة صعبة |
Bu çapta biri olunca ya daha iyi bir yere inanırsın, ya da suçlulukla yaşarsın. | Open Subtitles | بسبب مكانته اما ان تصدق انهم في مكان افضل او ان تعيش مع الشعور بالذنب |
Nihayet daha iyi bir yere taşınabileceğim. | Open Subtitles | بأمكاني أخيراً أن أنتقل إلى مكانٍ أفضل |