Böylece, Daha sessiz, küçük bir çalışma olan Handheld (Elde Taşınan)'e geldik. | TED | فهذا يحضرني إلى مشروع أكثر هدوءاً و أصغر يسمى بـ 'المحمول باليد'. |
Bugün ölmüyorsun yani sensiz hayatım biraz Daha sessiz olsa bile. | Open Subtitles | ،لذا لن تموت اليوم حتى إن كان سيجعل حياتي أكثر هدوءاً |
Konuşma aslında bir süre sonra Daha sessiz ve daha hırıltılı bir hale gelir ve bu belirtilerin örneklerinden biridir. | TED | والكلام يصبح أكثر هدوء وأكثر لهثةً وذلك بعد فترة من الوقت، وهذا مثال على الأعراض المرافقة له. |
Ve tabii ki artık nispeten Daha sessiz bir bar hayatları var. | TED | ولديهم بالتأكيد الآن حواجز ليلية أكثر هدوءًا نوعًا ما. |
Bunu oturup Daha sessiz bir yerde konuşalım, olur mu? | Open Subtitles | ما رأيكم بأن نذهب جميعا فى مكان أكثر هدوءا |
Ama bir sarhoşun denize düşüşü sandığınızdan Daha sessiz olur. | Open Subtitles | لكن السكارى ينزلقوا بهدوء أكثر مما تظنين |
İlki -- ve bu benim için şaşırtıcıydı; bunun ortaya çıkmasını beklemiyordum -- ama şimdi çok Daha sessiz bir yaşam sürüyorum. | TED | الاول و قد كان مفاجئاً بالنسبة لي : ولم اكن اتوقعه على الاطلاق أنا الآن اعيش حياة أكثر هدوءاً |
Seni içine çekiyor, arındıran rüzgar, kibar ve durgun, Daha sessiz. | TED | تستنشقك وتطهّر الرياح، لطيف ويبقى، أكثر هدوءاً. |
İçindeki Daha sessiz yeri dinleyerek yemek yapmayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تتعلمي أن تطبخي من مكان أكثر هدوءاً في أعماقك |
Ben Daha sessiz bir yerde yaşamayı tercih ederdim Ay gibi mesela. | Open Subtitles | أفضّل العيش في مكان آخر أكثر هدوءاً مثل القمر |
İki helikopteri mahalleye sokmaktan Daha sessiz olurdu. | Open Subtitles | سيكون هذا أكثر هدوءاً من أن تحوم مروحيّتان فوق بيئة ريفيّة |
Neden Bay Durbin'i yakından tanımak için Daha sessiz bir yere götürmüyorsun? | Open Subtitles | إلى مكانٍ أكثر هدوء قليلاً ويمكنكِ حقّاً التعرف عليه؟ |
Size Daha sessiz bir ev bize de uyum sağlayacak bir komşu. | Open Subtitles | إذا بيت أكثر هدوء لك وجار يعلم ماذا سيحصل عليه عندما يكون صديق لنا |
Bu yüzden hemen inmek zorunda kaldı. Daha sessiz, daha rahatlatıcı bir yer arıyordu. | Open Subtitles | لهذا قام بالمغادرة فقد كان يبحث عن مكان أكثر هدوء ومريحا أكثر |
Daha sessiz bir yer bulacağım. | Open Subtitles | سأذهب للبحث عن مكان أكثر هدوءًا. |
- Daha sessiz bir yere mi gitsek? | Open Subtitles | ربما علينا الذهاب لمكان أكثر هدوءًا. |
Yaklaştıkça Daha sessiz olmalı. | Open Subtitles | كلما إقترب أكثر، توجب عليه أن يكون أكثر هدوءا |
Konuşacak Daha sessiz bir yere gidelim mi, lütfen? | Open Subtitles | ربما علينا أن نذهب إلى مكان ما أكثر هدوءا إلى نقاش، من فضلك؟ |
Biraz Daha sessiz bağırabilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك أن تصرخ بهدوء أكثر,رجاء ؟ |
Bazen, ama Daha sessiz. | Open Subtitles | احيانا , لكن بصوت منخفض. |
Dışarıda konuşalım. Orası Daha sessiz. | Open Subtitles | دعنا نتحدّث في الخارج, أكثر هدوءً من هنا |
Normalden Daha sessiz. | Open Subtitles | هادئ على غير العادة. |
Günün bu saatinde burası Daha sessiz oluyor. | Open Subtitles | هذا أكثر الأوقات هدوءا في اليوم. |
Neyse ben bu ses faktörünü Daha sessiz birşey önererek aşmaya çalıştım. | Open Subtitles | حسناً, لذا حاولت التحكم في عامل الضجيج بإقتراح استعمال شيء اكثر هدوءاً |
Sadece biraz Daha sessiz olsanız yeter. | Open Subtitles | لست ملزم بتوجيه الإتهام يمكنك فقط محاولة الهدوء أكثر |