Eğer bir dakika içinde sen de dışarı gelmezsen... buraya dönmek zorunda kalırım. | Open Subtitles | و لو لم تخرج خلال دقيقة واحدة سيكون عليّ أن أعود إلى هنا |
Bir dakika içinde, Brennan dört yaşındaki çocuklar gibi yere çökecek. | Open Subtitles | خلال دقيقة سوف تقف على قدميها مثل طفل عمرهُ 4 سنوات |
Ucuna, kalbinizi bir dakika içinde durdurabilecek zehirli bir madde sürdükleri oklar kullanıyorlar. | Open Subtitles | مولعون بالاسهم المغموسة بسم الأعصاب من شأنها أن توقف قلبك في دقيقة واحدة |
Eğer bir sorun çıkarsa, ilk 10 dakika içinde çıkar. | Open Subtitles | إذا حدث أي شيء خاطئ سيحدث في الدقائق العشر الأولى |
Beni sen aradın, ve istediğini birkaç dakika içinde almış olacağım. | Open Subtitles | ولكنك لم تفعل، لقد اتصلت بي أنا وستكون عندك خلال دقائق |
Birkaç dakika içinde bulamazsak altı yaşında bir çocuk ölecek. | Open Subtitles | لأنه إن لم يأتي هنا بعد دقائق سيموت فتى بالسادسة |
- Bir dakika içinde patlayacak bir bombayla birlikte Lord Tech'deyim. | Open Subtitles | انا في لورد للتقنيات وهناك قنبلة ستنفجر خلال دقيقة في طريقي |
Buradaki gerçek amaç -- kişinin bir dakika içinde, bir ressamın yapmak için haftalarca uğraşacağı bir şeyi kopyalamasını istedim. | TED | الهدف هنا، في خلال دقيقة أريد أي شخص أن يكرر مايستغرقه الفنانين التصويرين لإنشائه في عدة أسابيع. |
1898'de ise bir dakika içinde hedef merkezine beş mermi isabet ettiriyorlardı. | TED | وبعد ذلك وجدوا، في عام 1898، أنهم تمكنوا من إصابة نقطة الهدف بحوالي خمس رصاصات خلال دقيقة واحدة. |
Hey, anne, hazır ol; Bir dakika içinde iniyorum. | Open Subtitles | أمي، إستعدى لأنى سأكون بالأسفل خلال دقيقة |
Bu palyaçoyu kürsüye çıkarır bir dakika içinde gerçeği söyletirim. | Open Subtitles | سأضع هذا المهرج على المنصة و سيخبرني الحقيقة في دقيقة |
Öncelikle 1865 yılına baktılar ve bir dakika içinde insanların hedefin merkezine tek bir mermi atabildiğini gördüler. | TED | في البداية بحثوا في عام 1865، ووجدوا في دقيقة واحدة، أن الأشخاص أصابوا نقطة الهدف برصاصة واحدة فقط. |
Çünkü bu aleti birkaç dakika içinde çalışır hâle getirimizsen, sana ihtiyacım kalmayacak. | Open Subtitles | لأنك إن لم تجعله يعمل في الدقائق القليلة القادمة؟ فلن احتاج إليك حينها |
Salif'in oğluna öğrettiği herşey bir kaç dakika içinde test edilecek. | Open Subtitles | كل ما علمه صلف لابنه سيتم اختباره في الدقائق القليلة القادمة |
Tuzlu su da onu birkaç dakika içinde kullanılmaz hâle getirecektir. | Open Subtitles | المياه المالحة سوف تجلعها عديمة الفائده في خلال دقائق توم ؟ |
İçine öfori inhibitör karıştırdım. Birkaç dakika içinde sistemin uyuşukluğunu giderecek. | Open Subtitles | مزجته مع كابح للانتشاء، الذي سينظف جسدك من النشوة خلال دقائق. |
Şimdilik iyi. Beş dakika içinde sanırım onu vuracaklar. | Open Subtitles | إنها على ما يرام ربما يطلقون عليها النار بعد دقائق |
Zaten yavaş konuşuyorum ama bir dakika içinde bağırmaya başlayacağım. | Open Subtitles | إننى أتحدث ببطئ لكن فى غضون دقيقة ، سوف أبدأ بالصراخ |
Şimdi yapsan iyi olur, operasyon 2 dakika içinde başlayacak. | Open Subtitles | يُستحسن أن تذهبى وتفعلى ذلك الآن العملية ستبدأ خلال دقيقتين |
Eğer sen de gelmek istersen... kıçını iki dakika içinde iskeleye indirmeni öneririm. | Open Subtitles | ..إذا كُنت ستأتي معنا, أقترح عليك أنت تكون جاهزاً في الأسفل بعد دقيقتين |
Bir kaç dakika içinde tarih sınavım var, ve okulu bitiremezsem, | Open Subtitles | لدي امتحان تاريخ بعد قليل وان لم احصل على درجه عاليه |
Şunu okumanızı istiyorum çünkü bir dakika içinde buna geri döneceğiz. | TED | أريدكم أن تقرؤا هذا لأننا سنعود إليه بعد لحظات. |
Önümüzdeki bir kaç dakika içinde kapatabilirsek, gazın güvenli bölgelere girmesine engel olabiliriz. | Open Subtitles | من إطفائه خلال الدقائق القادمة، فسيمكننا إيقاف الغاز من التسرب إلى المناطق الامنة |
Birkaç dakika içinde başkasını atarlar. George, aynı şeyi istiyoruz. | Open Subtitles | ربما ، وان لم تفعل سأبلغ عنك وستستبدل في دقائق |
Bayan Plimsoll bir ültimatom yayınladı. Bir dakika içinde yatağınızda olmazsanız istifa edecekmiş. | Open Subtitles | أصدرت ميس بليمسول اٍنذارا اٍلى الفراش فى دقيقة واحدة أو ستستقيل |
Aşağıya inip size getirdiğim iki hikayeyi anlatmam lazım, bir dakika içinde görüşeceğiz. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة للنزول طابقين للوصول لكم ساراكم في لحظات |
Geldiğinden itibaren, on dakika içinde, peynirimi bitirdim kahvemi ve sigaramı içtim. | Open Subtitles | وبعد عشر دقائق من حضورك، انتهيت من الانزعاج وانتقلت لتناول القهوة والسيجار. |