Dişçinin 5 dakikasını aldı. Sonra da sigortanın karşılamadığını söyledi. | Open Subtitles | كل ما استغرقه خمس دقائق وقال ان الاموال لا تكفيه |
Hayatının 10 dakikasını bile ondan nefret ederek geçirsen, o kazanır. | Open Subtitles | حتّى إن قضيت 10 دقائق من حياتك كارهة لها فهي الفائزة |
Filmin ilk on dakikasını çektik ve şimdi filmin bitiş bütçesini arıyoruz. | Open Subtitles | صوّرنا عشر دقائق من الفيلم والآن نبحث عن تمويل لنكمله |
Böylece doğum günüm her dakikasını birlikte geçirelim diye. Sadece birlikte zaman geçireceğizz. | Open Subtitles | لكـي نقضـي كـل دقيقة مـن يوم ميلادي معـا ، سنجعـل هـذا الأمـر ينجـح |
Eğer senin de programının son 15 dakikasını çalsalardı sen de aynı durumda olurdun. | Open Subtitles | أَنا منتشيُ. منتشي مِثْلك سَيَكُونُ إذا إختطفَ شخص ما الدقائق الـ15 الأخيرة مِنْ معرضِكَ. |
O herifin neler bildiğini öğrenmek, Vickers'ın sadece 10 dakikasını aldı. | Open Subtitles | (لقد تطلّب الأمر عشرة دقائِق ليحقّق (فيكرز مع ذلك الرّجل لكي يجعله يبوحُ بالمعلومات |
Rita Rudner'ın gösterisinin beş dakikasını izleriz. | Open Subtitles | بإمكاننا مشاهدة ريتا ريندر لمدة خمس دقائق كوميدية أمريكية |
Beş dakikasını aldı. Sonra da dedi ki, sigorta kapsamında bile değilmiş. | Open Subtitles | كل ما استغرقه خمس دقائق وقال ان الاموال لا تكفيه |
Bu süre içinde çok şey değişti ve müsaade ederseniz değerli vaktinizin 10 dakikasını çalmak istiyorum. | Open Subtitles | ،وحدث الكثير مذاك لذا أراه من المعقول أن أسرق عشر دقائق من وقتكم الثمين |
Bayan Pickerin rutin bir güvenlik incelemesi yapması çin hepinizin bir kaç dakikasını alması gerekiyor. | Open Subtitles | إن الأنسة بيكرينج تطلب عدة دقائق من وقت كل واحد منكم لتؤدي مراجعة امنية روتينية |
Evet. Hayatının üç dakikasını sana geri verdim. | Open Subtitles | نعم، لقد أعدت لك للتو ثلاث دقائق من حياتك |
Kapıyı kırmak bizim çocukların 10 dakikasını almış. | Open Subtitles | تطلب الأمر من رجالنا 10 دقائق كان لا بد أن يقتحموا الشيء |
Ben ilk raundumun 7 dakikasını, | Open Subtitles | انا انفقت اخر سبعة دقائق من جولتي في الكلام |
Festival, yıldızları istediği için filmi kabul etti. Sadece 10 dakikasını gördüler. | Open Subtitles | لقد وافق القائمون على المهرجان على الفلم لأن به ممثل مشهور ولم يروا منه سوى 10 دقائق |
Bunun için malum süper kişinin beş dakikasını ayırıp beni araması gerekiyor. | Open Subtitles | سيتطلب هذا من بطلنا الخارق أن يجد 5 دقائق للاتصال بي |
Evet, yanlış sınıftaydım. Ve bu, hayatımın en aşalayıcı yedi dakikasını yaşadığım anın, başlangıcıydı. | Open Subtitles | نعم ، كنت في الصف الخاطئ وهذه كانت أسوء 7 دقائق من الإحراج في حياتي |
Evet ama genelde her dersin ilk 10 dakikasını sadede gelmeye uğraşarak geçirdiğiniz için çok bir şey kaçırmış sayılmam. | Open Subtitles | نعم , لكنني ظننت بما أنكِ تقضين أول عشر دقائق من كل حصّتكِ محاولة للوصول إلى ما تريدين |
Seninle tanıştığımdan beri hayatımın en iyi yedi buçuk dakikasını geçirdim. | Open Subtitles | هو الأفضل , افضل سبع دقائق ونصف في حياتي |
Beş dakikasını düşünmeye ayırmayan biri nasıl bu kadar geç cevap verebiliyor? | Open Subtitles | ما كل هذا التردد من إمرأة لا تفكر حتى لمدة خمس دقائق ؟ |
İlk 20 dakikasını seyrettim ama harika bir çift gibi görünüyorlardı. | Open Subtitles | لا، أنا رأيت فقط أول 20 دقيقة لكنهما يبدوان كزوجين رائعين |
Bence 15 dakikasını harcadı ve kesinlikle delice intikam planları düşündü. | Open Subtitles | أعتقدت لتحصل على 15 دقيقة وهي كلياً تستخدمهم لتحظى بأنتقامها المجنون |
Hayatımın son 15 dakikasını geriye getirebilecek biri var mıdır acaba? | Open Subtitles | الذي أَنْظرُ حول أُصبحَ الدقائق الـ15 الأخيرة لظهرِ حياتِي؟ |
Kadehimi, profesyonel kariyerimin en iyi on dakikasını benimle paylaştığı için Linda'ya kaldırıyorum. | Open Subtitles | ... الى (ليندا)، من أجلِ مُشاركتِها لي أفضل عشرة دقائِق في حياتي المِهنيّة |