Şeffaf yağmur damlaları gibi, gökyüzünün sırları... bir bir üzerimize düşmeye başladı. | Open Subtitles | أسرار السماء , الواحد بعد الآخر بدأت بالانهمار فوق رؤوسنا كحبات الندى |
O konumuzun dışında, kardeşim. Kapılar yağmur damlaları gibi yerlere düşüyor. | Open Subtitles | ذلك كان غير متوقع صديقي الشرطة توافدت كحبات المطر |
Biyolojiye, kimyaya, bir de... başka bir şeye özel bazı kanunların sonucunda, annemin ve o yabancının damlaları, birbirine karıştı... ve beni, Habibullah'ı yarattı. | Open Subtitles | كنتيجة لبعض القوانين الطبيعية الكيمياء وشئء آخر قطرات من أمي اختلطت مع قطرات الغريب |
Yerde boya damlaları var. | Open Subtitles | هناك قطرات من الطلاء على الارض |
Yüksekten düşmüş kan damlaları ve avuç lekesi var. | Open Subtitles | لدينا قطرات جاذبية ولطخة راحة يد |
Rahmetinin damlaları ile onu da serinlet. | Open Subtitles | أغسلها بالندى الخاص ببركتك |
Bir selden ziyade ufak yağmur damlaları gibi. | Open Subtitles | راهن على قطرات من المطر وليس على فيضان |
Pıhtılaşmış kanın son damlaları kokteyllere karışıyor. | Open Subtitles | أخر قطرات من دمِ غير مجلط أصبحت خليطاً |
Kurumuş salya damlaları. | Open Subtitles | قطرات من اللعاب الجاف. |
Beyaz pasta üzerindeki kişniş yaprağının küçük damlaları gibiler. | Open Subtitles | هما مثل قطرات من الكزبرة |
Kapıya doğru uzanan kan damlaları var. | Open Subtitles | قطرات جاذبية تذهب نحو الباب |
Burada dikey kan damlaları var. | Open Subtitles | لدي قطرات جاذبية هنا |
Rahmetinin damlaları ile onu da serinlet. | Open Subtitles | أغسلها بالندى الخاص ببركتك |