| Biz jüri olarak, davalıyı birinci derece cinayetten suçlu bulduk. | Open Subtitles | نحن، هيئة المحلفين، وجدنا المتهم مذنب بالقتل من الدرجة الأولى. |
| Mahkeme bunun yapılmasına izin veriyor ama kişisel olarak davalıyı idam etseydik daha insani olurdu. | Open Subtitles | المحكمة ستدللك مع ذلك، أظن شخصياً أنه سيكون أكثر إنسانية إذا تركتنا نعدم المتهم |
| Kayıtlara geçmesi için tanık davalıyı teşhis etti | Open Subtitles | للمحضر دع الشاهد يميز المتهم ، روبرت بيري |
| Davayı sona erdirmenin en kestirme yolu, davalıyı öldürmektir. | Open Subtitles | أسرع طريقة لإنهاء المحكامة هي قتل المدعى عليه |
| Bir davalıyı diğer suçlularla birlikte aynı popülasyona naklederken kullanılır. | Open Subtitles | وهو نقل المدّعى عليه إلى الحبس العام مع بقية المجرمين |
| Biz, jüri olarak, davalıyı suçlu bulduk. | Open Subtitles | نحن، هيئة المحلفين، نجد أن المتهم مُذنب. |
| Mahkeme bir davalıyı suçlu bulduğunda bunu, yasal yollardan bulunmuş delillerle ilişkilendirmesi gerekir. | Open Subtitles | عندما تجد المحكمة المتهم مذنب، يجب أن يكون على أساس دليل موثوق به تم الحصول عليه من خلال الإجراءات القانونية. |
| Netleştirmek için soruyorum davalıyı o gece sizin apartmanınıza girerken mi gördünüz? | Open Subtitles | لذا, لِنكون واضحين رأيت المتهم يدْخلُ بنايتك تلك الليلة؟ |
| Hakim'in de kararı doğrultusunda siz de davalıyı suçsuz mu buluyorsunuz? | Open Subtitles | في اتجاه الحق والعدل هل تجد المتهم غير مذنب؟ |
| Bu jüri heyeti adaletli ve tarafsızsa davalıyı ağırlaştırılmış koşullar altında birinci derece cinayetten suçlu bulmuştur. | Open Subtitles | التمثيل بانصاف... وبشكل نزيه، هذه اللجنة يجد المتهم... مذنب قتل من الدرجة الأولى... |
| davalıyı cinayetin olduğu gece HJ'in Elantra'sını kullanırken gören bir şahidimiz var. | Open Subtitles | هناك شاهد من رأى المتهم يقود سيارة (إش جي) في ليلة الجريمة. |
| Biz jüri olarak davalıyı suçsuz bulduk | Open Subtitles | نحن هيئة المحلفين نجد المتهم غير مذنب |
| gerçekten polise yalan söyledim davalıyı kapıya geldiğinde tanımıştım neden yalan söyledin? | Open Subtitles | هذا صحيح أنّي كذبت على الشرطة كنت أعلم هوية المتهم عندما قرع الباب آنسة "كامبل" , ما سبب كذبتك؟ |
| davalıyı kurban Brandi Colavito ile birlikte gördünüz mü? | Open Subtitles | أرأيت المتهم مع الضحية براندي كوليفيتو؟ |
| Mübaşir, davalıyı getirin lütfen. | Open Subtitles | أيّها المأمور أحضر المتهم من فضلك |
| davalıyı tanır mıydınız? | Open Subtitles | هل تعرفين المتهم ؟ |
| davalıyı ikinci derece cinayetten suçlu bulduk. | Open Subtitles | نجد المدعى عليه، مذنب بجريمة قتل من الدرجة الثانية |
| Yüzbaşı Gauthier, ilişkiye girerse davalıyı deniz aşırı göreve göndermeyeceğini söylemiş. | Open Subtitles | الكابتن غوتييه أخبرها أنه يستطيع الحفاظ على المدعى عليه من نشر الجنود في مقابل ممارسة الجنس |
| - ...davalıyı... | Open Subtitles | بتهمة القتل مع سبق الإصرار والترصد ..فنحن هيئة المحلفين قررنا أن المدعى عليه |
| davalıyı ben temsil ediyorum, sayın hakim. | Open Subtitles | أنـا أُمثّـل المدّعى عليه يا حضرة القاضي |
| Seleflerimin aksine, suçlu olduğuna tam olarak kanaat getirmeden davalıyı mahkûm etmem. | Open Subtitles | على غير عادة من سبقوني، لا أقدم دعوى بدون اعتقاد جازم أن المُدعى علي مذنب |
| davalıyı suçsuz bulduk. | Open Subtitles | كيف تجدون المدعي عليه ؟ نجد المدعي عليه ليس مذنب |