Eğer masum olduğuna inanmasaydım Ginelli'nin davasını almazdım. | Open Subtitles | أنا لم أكن لأتكفل بقضية جنيلي إذا لم أكن مقتنعا ببراءته |
Kimse Mezarcı davasını istemezdi. O, kariyer katili. | Open Subtitles | لا أحد يريد قضيّة حفار القبور إنّها قاتلة للوظيفة |
davasını kabul ettiğin için sana minnettarmış gibi göründüğünü ima ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت ضمنا انه كان انه كان ممتنا لانك تسلمتي قضيته |
davasını çözmek de buna başlamak için iyi bir yol. | Open Subtitles | بالرغم من أني أظن حل قضيتها سيكون طريقة رائعة للبدء |
New York'un en büyük cinayet davasını almak nasıl bir his? | Open Subtitles | ما شعورك أن تتولى أكبر محاكمة قتل في نيويورك؟ |
Ama Will'in son 20 davasını elden geçirmem gerekiyor ve elindekilere ihtiyacım var. | Open Subtitles | لكنس مضطر إلى الاطلاع على قضايا ويل العشرين الأخيرة وأحتاج كل ما لديكِ |
Bana karşı açtığı cinsel taciz davasını kaybedecek. | Open Subtitles | وسوف يخسر دعوى التعدى الجنسى التى أقامها ضدى |
Toplum liderleri buna karşı çıkarlarken Vali Farelli'nin Babitch davasını iptal etmesi yaklaşan seçimler açısından büyük risk taşıyor. | Open Subtitles | قادة المجتمع يصرخون بكلمة تغطية العمدة ماير خاطر كثيراً بقضية بابيتش التي قد تأثر في عملية الانتخابات القادمة |
Randall Simmons davasını biliyor musun? | Open Subtitles | أوه. حسنا هل أنت على دراية بقضية قتل راندال سيمونز؟ |
Neden değersiz bir müşterinin davasını kazanmak yerine gelecekte avucunda bir meclis üyesini tercih etmesindi? | Open Subtitles | لم قد يفوز بقضية موكل حقير بينما بإمكانه أن يضع نائبا في جيبه بدل ذلك؟ |
Bir deneme davasını finanse etmeyi önererek yasayı çiğneyecek gönüllüler için çağrıda bulundu. | Open Subtitles | عرضوا تمويل قضيّة قضائيّة كما دعوا أولاءك الذين إنتهكوا حرمة القانون. |
İşte karşınızda. Varildeki kızlar davasını çözen dedektif. | Open Subtitles | ها هي ذي، المحقّقة التي حلّت قضيّة فتيات البراميل |
Bu sabah söylemem gerekirdi ama annenin davasını tartışmamız pek uygun olmuyor. | Open Subtitles | حرى أن أقول هذا قبلًا، لكن هذه ليست فرصة لائقة لنقاش قضيّة أمك. |
Bir kaç gün sonra adam sabah 2'de davasını hazırlamak için evine gelmiş. | Open Subtitles | بعد أيام قليلة، ظهر الرجل في منزلها الساعة الثانية صباحاً ليُجادل حول قضيته. |
Her neyse, eğer davasını düşürmenin bir yolu varsa, ...hafif bir ceza ver. | Open Subtitles | على أي حال إن كان هناك أي طريقة بأن ترد قضيته واعطائه توبيخ |
Kocasından hiç destek görmediği için, onu mahkemeye vererek ve kendi davasını savunarak bir sansasyon yarattı ve kazandığında ise daha büyük bir sansasyon yarattı. | TED | بدون اي دعم من زوجها سببت ضجة كبيرة عندما أخذتها إلى المحكمة وحاكمته في قضيتها وضجة اكبر عندما ربحت القضية |
Birkaç aydır davasını, ilaçlarıyla olan uyumunu izliyordum ve birkaç hafta önce dosyasını sonlandırmıştım. | TED | كنت أتابع حالتها لحوالي شهرين، والتزامها بتناول أدويتها، و كنت قد أقفلت قضيتها منذ أسبوعين. |
Bir yanda, 50 cinayet davasını yalayıp yutmuş bir savcı var. | Open Subtitles | في هذا الجانب, لدينا المدعى عام الذي كسب اكثر من 50 محاكمة قتل |
Burada 300 öğrencimiz var, hepsi temel bilim yeteneklerini öğrenerek tutkuyla CSI cinayet davasını çözerken. | TED | هنا لدينا 300 طالب، و كلهم يحلون قضايا قتل سي إس آي بحماسة مع تعلم مهارات العلوم الأساسية. |
Düşük yapan kadınlara yardım etmek için bu grup davasını istiyor olabilir miyim sence? | Open Subtitles | أظن أن ذلك هو السبب الذي دفعني إلى المساعدة لإقامة دعوى قضائية جماعية لمصلحة محموعة من النساء اللواتي عانين من الإجهاض |
Bayan Knope bu gey davasını desteklemediğini iddia etmesine rağmen aynı gece The Bulge adlı bir barda gey evliliğini desteklemek üzere düzenlenmiş olan bir partide onur konuğu oldu. | Open Subtitles | تدعي بأنها لم تكن تدعوا لقضية الشذوذ وفي الليلة الأخرى كانت ضيفة الشرف المؤيدة في تجمع للشواذ |
Bu grup davasını bana o getirdi. Onun için önemli. | Open Subtitles | هي من أحضر لي هذه الدعوى القضائية وهي مهمة لها |
Kardeşimin davasını yeniden açan adama her şeyi yaparım. | Open Subtitles | أنا سأفعل أي شيء للشخص الذي سيُعيد فتح ملف قضية أخي |
Demek kayıp mücevher davasını siz araştırıyorsunuz? | Open Subtitles | لذا فأنت تحقق في قضية المجوهرات المسروقة؟ |
Komisyon James Allen davasını gündemine alacaktır. | Open Subtitles | "اللجنه سوف تأخذ قضيه "جيمس الين قيد الدراسه |
Eyalet, davasını kanıtlayamadı. Müvekkil davada tanıklık yapmadı. | Open Subtitles | الولاية لم تُثبت قضيّتها ... موكّلك لا يأخذ موقفاً، لِفترة |
Eğer cinayet davasını kazanırsan anlaşma devam edecek. | Open Subtitles | الصفقة ستبقى كما كانت طالما أنّك ستفوز بمحاكمة القتل ؟ |
Dawkins davasını aldığın için. | Open Subtitles | لتولّي قضية المُدرّب. |