Haraççı ve gangster Rocky Sullivan davasının ardındaki gerçek ne? | Open Subtitles | ماذا حقاً الحقيقةُ في قضية المبتز والرجل المسلح روكى سوليفان؟ |
Ve Bay Milton'ın isteği üzerine, Moyez davasının dosyasını hazırladım. | Open Subtitles | واستعددت لطلب السيد ميلتن إلق نظرة عامة على قضية موياز |
Bak, Garrett'ın davasının dağılmayacağından emin olacak bir yol biliyorum sanırım. | Open Subtitles | انظر، أعتقد أنني قد وجدت وسيلة للتأكد من رفع قضية غاريت |
Ölümünden 1 ay geçmeden kendimi Bebek Yapıcısı davasının başında buldum. | Open Subtitles | وبعد أقل من شهر من وفاتها، أُسندت إليّ قضيّة صانع الدُمى. |
- Öyle. Bugün Seri katil anne davasının ilk günü-- | Open Subtitles | اليوم نقوم بتغطية اليوم الاول في محاكمة الام القاتلة |
Ve Ricca davasının henüz bitmediğinden eminim. | Open Subtitles | و أنا متأكد من أننا لم نسمع الحكم النهائي لقضية ريكا |
Tıpkı Kamu davasının Sarah Tobias'a dayanmadığı gibi. | Open Subtitles | مجرد مثل اي قضية ناس لا نعتمد على ساره توبياس |
Hey, şuna bak! Kilner davasının kayıp delili. Aman Tanrım, masummuş! | Open Subtitles | إنظر إلى ذلك, الدليل المفقود فى قضية كيلنر يا إلاهى ، إنه برئ |
Eddie Flemming cinayeti davasının bugün sonuca bağlanması bekleniyor. | Open Subtitles | تطورات أخرى متوقعة اليوم في قضية قتل إدي فليمنج الغريبة |
Kira davasının tam olarak çözüldüğünü daha görmedim. | Open Subtitles | لا زلت أرى أن التحقيق في قضية كيرا لم ينته بعد |
Ama bu kez, öldürülen vatandaş mahkemeye getirilmek üzere olan bir uyuşturucu davasının tanığıydı. | Open Subtitles | هذه المرة ، الضحية هو شاهد مُهم في قضية مخدرات ستُعرضُ على المحكمة |
FBI'ın elinde Marvin Beckett aleyhine açılan cinayet davasının komplo olduğuna dair geçerli kanıtlar var. | Open Subtitles | الإف بي آي لديها دليل مقبول أن قضية القتل ضد مارفين بيكيت مصطنعة |
Kira davasının tam olarak çözüldüğünü daha görmedim. | Open Subtitles | لا زلت أرى أن التحقيق في قضية كيرا لم ينته بعد |
Craig cinayeti davasının suç ortağı Eva Kane. | Open Subtitles | صورة ايفا كين المتواطئة فى قضية كريج القاتل |
Eğer hızlı hareket edersek bir dinleme davasının gidişatı zarar görürdü. | Open Subtitles | قضيّة تنصّتٍ كانت ستتضرر لو تحركنا على الفور |
Bu hissedarlar davasının peşini bırakman için seni kaç kez uyardım. | Open Subtitles | كم مرّة حذّرتكِ ألاّ تلاحقي قضيّة حاملي الأسهم؟ |
Amerikan tarihinin en uzun suç davasının bir parçasısınız. | Open Subtitles | انت جزء من اطول محاكمة في التاريخ الامريكي كله |
Terry, bu da Harvey Sutton davasının bir tekrarı mı olacak? | Open Subtitles | هل ستكون إعادة لما حدث في محاكمة هارفي ستن؟ |
1 7:30'da Gopnik davasının ifşaat celsesi var. | Open Subtitles | عندك جلسة إكتشاف في 5: 30 لقضية ماكسين جوبنيك |
Mahkeme salonuna izinsiz girdin mahkeme memurunu aşağıladın böylece onu sorguladın ve neredeyse durumla alakasız bir ağır suç davasının düşmesine sebep oluyordun. | Open Subtitles | لقد قمتَ بعرقلة قاعة محكمة، تهجمتَ على محامٍ كي تتمكن من إستجوابه وتسببتَ بإبطال دعوى جناية بقضية لا علاقة لها بالموضوع |
Sanığın yüzünden, özellikle de dudaklarının şeklinden... .. davasının nasıl sonuçlanacağı anlaşılabilirmiş. | Open Subtitles | يفترض بك أن تكون قادرًا على أن تعرف من وجه الرجل ومن خط شفاهه خصوصًا، كيف ستنتهي قضيته |
Bildiğiniz gibi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Filistin davasının sadık bir müttefikidir. | Open Subtitles | كما تعرفون, اتحاد الجمهوريات الإشتراكية لتشكيل الإتحاد السوفيتي الحليف المخلص للقضية الفلسطينية |
Bir cinayet davasının ortasında olduğumuzu ve boş vermeni istediğimi söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول أنّنا منشغلين بمحاكمة قتل وأريد منك أن تتغافل عنها هذه المرة |
Kan davasının yeterince soruna yol açtığına inanıyorlardır. | Open Subtitles | أعتقد أنّهم ضاقوا ذرعا بهذه العداوة. أنتِ تتصلين مجددا. |