| *General kadroma girdiniz. Generalmiş gibi davranın. | Open Subtitles | سأضعكم في مكانهم تصرفوا كما لو أنكم جنرالات |
| İşinize bakın ve doğal davranın. | Open Subtitles | لذلك اذهبوا إلى تلك الشجرة و إلى أعمالكم و تصرفوا بشكل طبيعي |
| Çocuklar, siz anlamazsınız, ama bunlar çok değerli o yüzden uslu davranın. | Open Subtitles | يا اولاد ، أنتم لا تفهمون هذه اشياء ثمينة لذا كونوا جيدين |
| Arkadaşlarınızlay ve özellikle aile büyüklerinizleyken böyle davranın. | TED | فقط كونوا كذلك مع أصدقائكم و خصوصا كبار السن من عائلاتكم. |
| Tamam arkadaşlar, sadece normal davranın, lütfen. | Open Subtitles | حسنا يا رفاق من فضلكم فقط تصرفوا بطبيعيه |
| Siz yalnızca kuklasınız, o yüzden öyle davranın. | Open Subtitles | انتم فقط اصحاب المال لذلك تصرفوا وفقا لذلك |
| Onu duydunuz. Normal davranın, kendiniz olun. | Open Subtitles | انتم سمعتم الرجل تصرفوا طبيعياً ، كونوا أنفسكم |
| Ve tüm bunların üstüne, Bay Greene bizi izliyor bu yüzden doğal davranın. | Open Subtitles | و فوق كل ذلك , سيد كرين يراقبنا لذا تصرفوا على طبيعتكم |
| Hadi, gerçek Amerikalılar gibi davranın! | Open Subtitles | ماذا بكم يا رجال؟ هيا , كونوا امريكيين صالحين |
| Bu beylere nazik davranın, iyi vakit geçirsinler. | Open Subtitles | كونوا لطيفات مع هؤلاء الصينيون واحرصوا على أن يستمتعوا بوقتهم |
| Rica ediyorum efendim, ona biraz nazik davranın! | Open Subtitles | ،لكنني أتوسل اليكم ايها السادة الشباب كونوا لُطفاء معه من فضلكم |
| Sizi ilgilendirmiyormuş gibi davranın. Birazcık şansla, hiç ilgilendirmeyecek de. | Open Subtitles | تصرفي و كأن هذا لا يخصك و بقليل من الحظ، لن يخصك أبداً. |
| Biz Columbia Üniversitesi Fen Bilimleri Enstütüsünün misafirleriyiz, ona göre davranın. | Open Subtitles | نحن ضيوف جامعة كولومبيا قسم العلوم, لذا تصرّفوا وفقًا لذلك . |
| Market sahibinize ise anneniz veya kız kardeşinizmiş gibi davranın. | Open Subtitles | وعاملوا البائعة فى السوق كما تعاملون أمكم أو أختكم الكبيرة. |
| Kanatlardan saldıracakmışsınız gibi davranın sonra ortalarından saldırın. | Open Subtitles | تظاهر انك تنوي مهاجمة الأجنحة، ثم توجه للمركز. |
| Ona yetişkinmiş gibi davranın. Sadece, normal rutininde kalmasını sağlayın. | Open Subtitles | عامله كشخص بالغ , سِر على الروتين اليومي فحسب |
| Ve dediği şey şuydu, düşmanlarınıza değerli mücevherler gibi davranın, çünkü o düşmanlar, aydınlanmanın yolunda tahammülünüzü ve sabrınızı arttıracaktır. | TED | والتي كانت تقول .. " عاملوا أعدائكم كما لو أنهم قطع مجوهرات ثمينة " " لان أعدائكم .. هو الذين يصنعون صبركم واتزانكم .. في طريقكم نحو النورانية " |
| Buraya geldiğinde ona, bizim çeteden biriymiş gibi davranın. | Open Subtitles | عندنا يصل إلى هنا , عاملوه كأنه فرد من عصابتنا |
| Kendi evinizmiş gibi davranın. | Open Subtitles | اعتبروا أنفسكم في منزلكم كلوا هذا ناك طبخته من أجلكم |
| Unutmayın, millet. Büyüklerinize iyi davranın ki, onlar da size iyi davransınlar. | Open Subtitles | وتذكروا ، أيها الناس ، أن تكونوا جيدين مع والديكم ، لأنهم كانوا جيدين معكم |
| Lütfen onu tehlikeli kabul edin ve ona göre davranın. | Open Subtitles | أرجو أن تعتبروه مجرماً خطيراً وأرجو أن تتصرفوا على هذا الأساس |
| Öyle davranın. | Open Subtitles | تصرفو كذلك اذن. |
| Yani ona saygılı davranın. Her şey yolunda gidecek. | Open Subtitles | فقط تعاملوا معه بإحترام وكل الأمور ستكون على ما يرام |