İnkâr ettiğim için değil, seninle arkadaşlığımıza değer verdiğim için. | Open Subtitles | ليس لأنني أنكر حقيقة مشاعري، وإنما لأنني أهتم كثيرًا لصداقتنا. |
Bak, böyle görünmediğini biliyorum ama tüm bunları sana değer verdiğim için yaptım. | Open Subtitles | أسمعيني ، أعرف أن الأمر لا يبدو كهذا ولكنني أفعل كل هذا لأنني أهتم بكِ |
Sırf sana değer verdiğim için hayatının tehlikeye girmesi işte bu bir hata, ve biz birlikte olduğumuz sürece her zaman hedef olacaksın. | Open Subtitles | لكن بعد أن رايتُ حياتكِ مهددة ببساطة لأنني أهتم لأمرك لا هذا خطأ و ما دُمنا معاً ستكونين دائما هدفاً |
Emmett bunu sana değer verdiğim için yaptım. | Open Subtitles | إيميت، أنا قمت بهذا لأني أهتم بك. |
Bunu ona fazlasıyla değer verdiğim için yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أفعل ذلك لأني أهتم بها جدا |
Bunu size değer verdiğim için yapıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقوم بهذا لأني أهتم |
değer verdiğim için söylüyorum. Arkadaş olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أقول ذلك لأنني أهتم أُحاول أن أكون صديقك. |
Sana değer verdiğim için satın aldım bu evi. | Open Subtitles | لقد اشتريت هذا المنزل لأنني أهتم بك |
- Unutma, bunu sana değer verdiğim için yapıyorum. - Hayır. | Open Subtitles | -تذكري ذلك، فعلتُ ذلك، لأنني أهتم |
Sana değer verdiğim için yalan söyledim. | Open Subtitles | لقد كذبت لأنني أهتم لأمرك |
Aileme değer verdiğim için mi? | Open Subtitles | لأنني أهتم لعائلتي |
Bunu size değer verdiğim için yapıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقوم بهذا لأني أهتم |
Sana değer verdiğim için geldim buraya. | Open Subtitles | أنا هنا لأني أهتم بكِ |
Sana değer verdiğim için kalmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أبقى لأني أهتم لأمرك |
Sana değer verdiğim için söylüyorum bunu. | Open Subtitles | أفعل ذلك فقط لأني أهتم لأمرك |