Ayaklanmayı ele alıp Mısırlıların kapasitesini değerlendirmek için Hartum'a gittim. | Open Subtitles | ذهبت الى الخرطوم لتقييم القدرة المصرية على التعامل مع الانتفاضة. |
Kesiklerin nasıl oluştuğunu bilmiyoruz ama olayı değerlendirmek için zamana ihtiyaç var. | Open Subtitles | نحن لا نعرف كم أصبح التخفيضات، لكنّنا نودّ بعض وقّت لتقييم حالته. |
Çoğu insan psikolojik değerlendirmenin kişiliği değerlendirmek için olduğunu sanar. | Open Subtitles | معظم الناس يعتقدون أن الإختبار النفسى تم تصميمه لتقييم الشخصية |
Sanırım yoğunluğu değerlendirmek için etkileşimleri kullanıyorlar. Böylece gerçekten kalabalık olduklarında, daha sık karşılaşıyorlar ve daha detaylıca araştırıyorlar. | TED | أعتقد أنهم يستخدمون التواصل لتقييم الكثافة، فعندما يكونون مزدحمين، فإنهم يلتقون أكثر، فيبحثون بدقة. |
Her sene kanuna ve nizama göre ülkenin bütünlüğünü değerlendirmek için burada toplanıyoruz. | Open Subtitles | كلعامبموجبالقانونوالعرف نجتمع هنا للنظر في وضع الإتحاد |
Bu sorunlarla başa çıkmak için, yeni ölçüm araçlarına, ilerlemeyi değerlendirmek için yeni yollara ihtiyacımız var. | TED | لمواجهة هذه التحديات، نحن بحاجة لأدوات جديدة للقياس، وسائل جديدة لتقييم التقدم. |
Örneğin, yeni bir ilacı değerlendirmek için, deneme sırasında hastaların yarısı gerçek hapı alabiliyordu. | TED | لتقييم عقار جديد، على سبيل المثال، قد يتلقى نصف المرضى في التجربة الدواء الحقيقي، |
Benim, girişimcileri değerlendirmek için farklı bir yöntemim var. Ve bu karmaşık değil. | TED | لكنّي لدي منهجية أخرى لتقييم مؤسسي الشركات الناشئة، وهي ليست معقدة. |
Suçlunun ve suçun garipliğini bana bağlama. O insanlarla zanlıyla ilgili görüşmelerimde, ben de tepki verdim. Bu görüşme, çalışmanı değerlendirmek için yapılıyor. | Open Subtitles | رد الفعل كان اليوم عندما علمنا ولكن هذا اللقاء فقط لتقييم عملك |
Koşulları değerlendirmek için çok az vaktimiz vardı,... ..ancak görünüşe göre beklediğimizden daha çetin bir kış ile karşılaşacaksınız. | Open Subtitles | كان لدينا وقت قصير لتقييم الحالة لكن يبدو أن الشتاء يكون باردا أكثر من ما توقعنا |
Bir ajansın meziyetlerini değerlendirmek için basit bir sistem geliştirdim. | Open Subtitles | عبر السنين، طورت نظام سلس لتقييم مزايا الوكالات |
Mac, biliyorum, ekibini ve laboratuarını değerlendirmek için burada bulunuyorum ama... | Open Subtitles | ماك، وأنا أعلم أنا فقط هنا لتقييم فريقك والمختبر الخاص وما أنت التحقيق. |
Önemli yeteneklerimi akla uygun biçimde değerlendirmek için zamana ihtiyacım vardı sadece. | Open Subtitles | نعم، كنتِ بـحاجه إلى بعض الوقت لتقييم بعقلانية كيـفية استخدام مهاراتي |
Evet. İnsanların güçlerini değerlendirmek için kendi kriterleri olmalı. | Open Subtitles | أجل، لا بدّ أنّ لديه مقاييسه لتقييم القوّة. |
İşyerindeki değişimlerin sonuçlarını değerlendirmek için zamana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | بحاجة إلى وقتٍ لتقييم تبعات مثل هذه التغييرات في بيئة العمل |
Morozov, simsarın soyulduğunu öğrenince ifşasını değerlendirmek için bir toplantı yapmakta ısrarcı olacak. | Open Subtitles | عندما يعلم موروزوف انه تم ضرب وسيطه سوف يصر على عقد اجتماع لتقييم تعرضه |
Eksilerini ve artılarını değerlendirmek için biraz daha zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | وأنا بحاجة للمزيد من الوقت لتقييم محاسن ومساوىء كل اقتراح |
Ama, Bay Porter, Bir baba olarak yeterliliğinizi değerlendirmek için bir sosyal görevli atıyorum. | Open Subtitles | ولكن السيد بورتر سأقوم بتعيين مراقبه من الخدمه الإجتماعيه لتقييم كفائتك كأب |
Kore savaşının patlak vermesinden iki gün sonra zararı değerlendirmek için Tokyo'dan gizli bir yolculuk yaptım. | Open Subtitles | بعدَ يومان منْ اندلاع الحرب في كوريا، ذهبتُ في رحلةٍ سرية هُناك قادمًا من طوكيو .لتقييم الأضرار |
Her sene kanuna ve nizama göre ülkenin bütünlüğünü değerlendirmek için burada toplanıyoruz. | Open Subtitles | كلعامبموجبالقانونوالعرف نجتمع هنا للنظر في وضع الإتحاد |
Bu programlar günümüz yeteneğini değerlendirmek için temel araç. | Open Subtitles | هذه البرامج أداة أساسية من أجل تقييم مواهب هذا العصر. |