Harbiden beni öldürmenin öldüresiye bıçaklamanın, dünyayı değiştireceğini mi sandın? | Open Subtitles | هل تظن حقًا أن قتلي، طعني حتى الموت، سيغير العالم؟ |
Bunun, ona olan hislerimi gerçekten değiştireceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد حقاً أن هذا سيغير الطريقة التى أشعر بها تجاهه ؟ |
Böyle tek gecelik bir ilişkinin bunu değiştireceğini sanmıyordun umarım. | Open Subtitles | و أتمنى منك ألا تعتقدى أن ليلة واحدة ستغير ذلك |
Demek adını değiştirdin ve bunun her şeyi değiştireceğini düşündün. | Open Subtitles | أوه ، إذًا أنت غيّرت اسمك واعتقدت أن ذلك سيغيّر كل شيء ؟ |
Peki. Sen kızının dünyayı nasıl değiştireceğini bulurken, ben kafeteryaya gidiyorum. | Open Subtitles | حسناً، بينما تكتشفين كيف ستغيّر ابنتنا العالم، سوف أذهب للمطعم |
Sabaha fikrini değiştireceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد انه سوف يغيّر رأيه بحلول الصباح |
Düşüncesini değiştireceğini sanıyorum kibrinizi bir kenara bırakıp, ona özürlerinizi sunarsanız. | Open Subtitles | انا اعتقد انه سيغير رأيه ان ابتعلتي كبرياءك واعتذرتي له |
Bu paranın organizasyonumuzu ne kadar değiştireceğini bilmelisiniz. | Open Subtitles | ليست لديك أدنى فكرة إلى أي حد سيغير هذا المال منظمتنا |
O günün, yaşamımı sonsuza dek değiştireceğini bilemezdim. | Open Subtitles | و يومها لم اعلم ان هذا اليوم سيغير مجري حياتي للأبد |
Tanışmaya gittiğimiz adam, bütün kuralları değiştireceğini söyledi. | Open Subtitles | الرجلالذيسنقابله, حسناً , سيغير كل القواعد |
Avukat değilim ama bunun bir şeyi değiştireceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | انني لست محامي , لكنين لا اعتقد ان ذلك سيغير اي شي |
Bir yol ayrımına geldiğin zaman her iki yolun da hayatını değiştireceğini bilirsin ya? | Open Subtitles | عندما تقابلين مفترق طرق في الطريق وتعلمين انه اي طريق منهما سيغير حياتك |
Hatırlarsanız, konuşmamın başında araştırma ve keşiflerimin ormancılığı icra ediş şeklimizi değiştireceğini umduğumu söylemiştim. | TED | لذلك، تذكروا أنني قلتُ سابقًا أنني كنتُ أتمنى أن بحثي واكتشافاتي ستغير الطريقة التي نمارسُ فيها إدارة الغابات. |
O zamanlar, o anın hayatımın akışını değiştireceğini, yetişkin olmak, kadın olmak ve gerçekten mutlu olmak hakkında bildiğimi sandığım her şeyi değiştireceğini bilmiyordum. | TED | لم أعي ذلك حينها، لكن تلك اللحظة ستغير مجرى حياتي وستستمر في تغيير كل شيء حسبت أنني أعرفه حول كوني بالغة، امرأة وحقاً سعيدة. |
Benden gelecek bir telefonun bunu değiştireceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لست متأكدا بأن مكالمة مني كانت ستغير ذلك |
Bunun herşeyi değiştireceğini biliyorum ama dürüst davranmalıyım. | Open Subtitles | أعرف أن هذا سيغيّر كل شيئ , ولكنّ كان يجب على أن أفعل الشّيء الصّحيح |
Bunun askeri literatürü değiştireceğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول الفوهرر أن شتاينير سيغيّر التاريخ العسكري |
Orada sihirli anın olabileceğini sonunda her şeyi değiştireceğini sanırsın... | Open Subtitles | أنني أفكر بأنه ستكون هناك تلك اللحظة السحريه بالنهاية التي ستغيّر كل شيء |
Böyle bir şeyin hükümlülerin hayatını nasıl değiştireceğini tahayyül edebileceğinize eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنّك تتخيلُ كيف يمكنُ . لبرنامجٍ مثل هذا أن يغيّر حياة مجرم |
- Araba lastiğini nasıl değiştireceğini bilmelisin. | Open Subtitles | - عليكِ ان تتعلمي كيف تغيرين اطارات السيارات - |
Bir yumruğun her şeyi değiştireceğini düşünerek etrafta dolaşan bir kabadayı değil. | Open Subtitles | وليس كالطائشين، المتسكّعين الذين يعتقدون بأن الضرب سيُغيّر الحياة |
Ben de kardeşimin böyle mesleğini değiştireceğini sanmazdım. | Open Subtitles | أنني لم أتوقع أبداً أن يُغير أخي مهنه كما فعل |
Annem bana bir planla geldi ve bana hayatımızı değiştireceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد اِبتكرت أمّي خطة قالت أنّها ستُغيّر حياتنا. |
Dünyanın ne kadar değiştiğini bilmiyordum veya bu seyahatin beni ne kadar değiştireceğini. | Open Subtitles | لم أكن أعلم إلى أي مدىً تغيّر العالم. أو إلى أي مدىً ستغيرني القصة. |
Üstünü değiştireceğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدت أنك ستغيرين ملابسك |
O yüzden, sana bunu yaptığında... seni değiştireceğini söylüyorsam beni dinlemelisin. | Open Subtitles | لذلك أنت بحاجة للاستماع لي عندما أقول لك من خلال ذلك ، انه سيغيرك |