ويكيبيديا

    "değiller" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ليسو
        
    • لَيسوا
        
    • لسن
        
    • إنهم ليسوا
        
    • ليست
        
    • وليسوا
        
    • ليستا
        
    • هم ليسوا
        
    • أنهم ليسوا
        
    • لم يكونوا
        
    • وليست
        
    • إنهم لا
        
    • هم لا
        
    • لسنَ
        
    • انهم لا
        
    Gerçekten fare değiller, iki tanesi hariç. Kendimi iyi hissetmiyorum. Open Subtitles ليسو جرذان حقيقية, ماعدا أثنان منهم أنا لا أشعر بالأرتياح
    Karıncaların ilgisini çekmeyi başarıyor ama saldırabileceği kadar yakında değiller daha. Open Subtitles يبدو أن النمل فضولي، لكنهم ليسو قريبين كفاية من البقة لتهاجمهم.
    Hapishanede ya da Orta Çağ'a ait bir işkence odasında değiller. Open Subtitles هم لَيسوا في السجنِ أَو فى غرفة تعذيبِ من القرون الوسطى.
    Askıdan başka bir şey değiller ve tasarımcılar, kıyafetlerini şişman askılarda göstermek istemez. Open Subtitles لسن أكثر من علاقات و لا يريد المصممون عرض ملابسهم على علاقات بدينة
    Bak, haritanın her yerinde oldukları zamanlardan daha yoksul durumda değiller. Open Subtitles إنهم ليسوا أسوء حالا مما كانوا عليه في أي مكان آخر
    Zamanın kumlarını mabet edinmiş sayfalar, hiç bir zaman tam güvende değiller. TED والصفحات التي وجدت ملجأ تحت الرمال منذ زمن ليست آمنة على الإطلاق.
    İnsanlar yeni bir favorin olduğunun farkında. - Bundan hiç memnun değiller. Open Subtitles بدأ الناس يلاحظون أنه أصبح لديك شخص مفضل جديد، وليسوا سعداء بذلك
    ABD ekibinde. Bu arada ABD takımındaki diğer iki koşucu da kötü değiller. TED كما أن مستوى المتسابقتين الأخريين مع المنتخب الأمريكي ليستا سيئتين أيضاً.
    - Birsürü günlük tutardı. - Burada ya da ofiste değiller. Open Subtitles ــ أنه يحتفظ بها ــ هم ليسوا هنا أو في المكتب
    Fakat Oliver ve Wallace tam olarak göründükleri kişiler değiller. Open Subtitles و لكن أوليفر و والاس ليسو بالظبط كما يبدو أنهم
    Bu tür mesajları yollayan kişiler düşüncelerine göre belli ki anlayışlı değiller. Open Subtitles الناس الذين يرسلون هذا النوع من الرسائل ليسو مخطئين تماما في حكمهم
    Ve bu insanlar gerçekte yoksul değiller. TED وهؤلاء ليسو أناس فعلاً مقهورين من الفقر
    Aynı değiller. Farklı bakış açıları olan ve çok farklı dünya görüşüne sahip insanlar. TED انهم ليسو متشابهين. انهم بشر بأفكار مختلفة و وجهات نظر مختلفة نحو العالم.
    Bunlar siyasi suçlular, adi suçlu değiller Open Subtitles هؤلاء مجرمين سياسيينَ. لَيسوا مجرمين إجتماعيينَ
    Arkadaş bile değiller. Dediğimi anlıyor musun? Open Subtitles هم لَيسوا أصدقاءَ، إعرفْ أَيّ أنا متوسط؟
    Ve çoğu böyle çünkü kadınların yüzlerini kendilerine göstermeye gücü yok, özgür değiller. TED ومعظم اسباب هذا ان النساء غير قادرات .. بل لسن يتمتعن بالحرية في ان يظهرن وجوههن
    Onlar artık kıçımı sildiğim, saray maymunlarından daha insan değiller. Open Subtitles إنهم ليسوا بشراً بل هم مثل القرود الذين يمسحون مؤخرتي
    Ölü veya diri dev midyeler bize karşı güvende değiller. TED المحّارات العملاقة سواء كانت ميّتة أو حيّة ليست بأمان منا.
    Çalışanlar, kaynaklarımız ve değerlerimizdir; maliyet ya da kafa sayısı değiller; makine değiller; hatta Alman bile değiller. TED الموظفون الآن هم الموارد والأصول، وليس تكاليف أو أرقام، وليسوا آلات، وليسوا حتى ألمانا.
    İki ülke, ikisi de zengin ama eşit şekilde iyi değiller. TED بلدان، كلاهما غنية، ليستا غنيتان بشكل متساوٍ.
    Arkadaşınız olduklarını biliyorum ama şu anda üçüncü şahıstan daha fazlası değiller. Open Subtitles أعلم أنهم أصدقاؤك, ولكن في الوقت الحالي، هم ليسوا سوا طرف ثالث.
    Programın reddi gösterir ki amaçlarımıza ulaşma konusunda ciddi değiller. Open Subtitles رفض البرنامج يبين أنهم ليسوا . جديين حول إنجاز أهدافنا
    İnsanlar tahmin ettiğim gibi maddi konularda çok ta cömert değiller. Open Subtitles وحسنا, الناس لم يكونوا كرماء مع الصحة الروحية كما كنت أتمنى
    Bütün filmleriniz psikolojiyle ilgili, asla politik değiller. - Politik duruşunuz ne? - Ne diyebilirim ki? Open Subtitles أفلامك دائماً نفسية وليست سياسية أبداً ماهي وجهة نظرك السياسية ؟
    Burada yabancı kadın görmeye alışkın değiller. Ne kadar ödedin? Open Subtitles إنهم لا يرون نساء أجنبيات في هذه السوق كم دفعتِ؟
    Yani gerçekte akraba değiller, ama çok, çok sıkı fıkılar. Open Subtitles بيولوجيا هم لا يقربون لبعضهم, لكنهم فعلا وطيدوا العلاقة ببعضهم
    Bunun üstesinden gelecek kadar güçlü değiller. Biz güçlüyüz. Open Subtitles إنّهن لسنَ قويات كفاية لمكافحته، نحن بلى
    Şüpheci değiller. Oraya gidenlerin hepsi kibar çocuklar. Open Subtitles انهم لا يشكون فى أحد كل شخص يذهب الى هناك يثقون به

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد