Gördüm ki 15 yaşındaki genç bir bayan için durum aynı değilmiş. | TED | بالنظر إلى ذلك، اتضح انه ليس نفس الشعور لفتاة في الخامسة عشرة. |
-Çünkü görünüşe göre... Rahibe Mary Clarence rahibe filan değilmiş. | Open Subtitles | لأنه تبين أن الأخت ماري كلارنس ليس راهبة على الاطلاق |
Ya da o yere gidip, hiç kaba değilmiş gibi dönebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | او انك تتزوج بالطريقة الجنسية وتعود هنا متعثرا وكان هذا ليس قذرا ؟ |
Tek bir büyük hikaye yeterli değilmiş gibi, bana bir tane daha anlatıldı. | TED | كما لو أن قصة واحدة كبيرة لم تكن كافية، قيلت لي قصة أخرى. |
Roma'da bütün bu işi iptal etmeye karar vermişler çünkü gerekli değilmiş. | Open Subtitles | حسنا , في روما قرروا تعليق الامر برمته لانه لم يكن ضروري |
Fark ettim ki partinin olduğu yer kilise değilmiş, kastettiğimi biliyorsanız. | Open Subtitles | اكتشفت ان الكنيسة ليس فقط مكانا لوجود الحفلة,اذا فهمت ما اقصد |
Tehlikeli yaşamak konusunda biraz düşündüm. İyi bir konum değilmiş. | Open Subtitles | لقد جعلت البعض يتحرك من الحافه هذا ليس موقعاً مثالياً |
Dostumuz moleküler biyolojistimizin tek sıra dışı yanı bu değilmiş meğerse. | Open Subtitles | أتضح بأن ذلك ليس الشئ الوحيد الإستثنائي عن صديقتنا متخصصة الأحياء |
O kadar da kötü değilmiş. Sadece birkaç kişi var. | Open Subtitles | أوه, ليس سيئا جدا هناك القليل من الناس ها هنا |
Uyurken beni izlemen ürkütücü değilmiş gibi davranma çünkü öyle. | Open Subtitles | لا تتظاهر أن التحديق بي هكذا ليس مرعباً لأنه كذلك |
Bugün yaptığım şey iyi bir şey değilmiş gibi davranmamı. | Open Subtitles | . . يريد أن يتصرف كأن ما فعلته ليس جيداً |
"İşler değişti, o isilik değilmiş eve gelmeme izin vermiyorlar." | Open Subtitles | أتضح أنه ليس طفح جلدى و لَنْ يَتْركوني أَرْجعُ للبيت. |
Sürpriz avantajımız olduğunu sanıyorduk ama öyle değilmiş. Bu bizim günümüz değil. | Open Subtitles | و قد إعتقدنا ان عامل المفاجئة معنا و لكن هذا ليس صحيح |
Vampir kulübü o kadar da iyi değilmiş, değil mi? | Open Subtitles | نادي مصاصي الدماء ليس كما يدعى .. أليس كذلك ؟ |
Sizin hakkınızda her şeyi öğrendik. Bir kere ev sizin bile değilmiş. | Open Subtitles | لقد تحصلنا على جميع المعلومات عنكِ أولاً ، ذلك المنزل ليس منزلك |
1968'de Fanducci ve 1972'de Smith. Ama sizin hatanız değilmiş. | Open Subtitles | نعم اعرف,فاندوتشي عام 68,و سميث عام 72,لكنها لم تكن غلطتك |
O da pek şanslı biri değilmiş. Bunu ona kim vermiş? | Open Subtitles | هي لم تكن محظوظة أيضا ً , من أعطاها إياه ? |
Adamın gönderdiği mektup gerçek gibi ama kurban, fahişe değilmiş. | Open Subtitles | الرسالة تبدو أصيلة و لكن الضحية الأخيرة لم تكن عاهرة |
Bildiğim kadarıyla o tarihte seçmen kaydı yapmak yasadışı değilmiş. | Open Subtitles | آخر مرة راجعت لم يكن هناك تسجيل غير قانوني للتصويت |
İşte. O kadar da zor değilmiş değil mi tatlım? | Open Subtitles | انتهيتِ ، لم يكن هذا صعباً أليس كذلك يا عزيزتي؟ |
Tamam, baban bir aziz değilmiş. Ama insanlara yardım ediyordu. | Open Subtitles | حسناً , لم يكن والدك قديساً لكنه حاول مساعدة الناس |
Veda etmek kolay değilmiş. | Open Subtitles | هو لَيسَ قولاً سهلاً مع السّلامة، أليس كذلك؟ |
Berbat halde olduklarında berbat halde değilmiş gibi yapmayı öğretmişiz. | TED | إنهم يتظاهرون أنهم ليسوا في فوضى بينما هم فيها .. |
Benim için o kadar da önemli değilmiş demek ki. | Open Subtitles | أخمن أن الأمر لم يكُن بتلك الأهمية بعد كل ذلك |
Aşka olan inancın reddedilme korkunu alt edecek kadar güçlü değilmiş. | Open Subtitles | لمْ يكن إيمانك بالحبّ قويّاً كفاية للتغلّب على الخوف مِن الرفض |
Bulduğumuz kutu, Sandık değilmiş. | Open Subtitles | ذلك الصدر أللذي وجدناه من الواضح أنه ليسَ الفُلك |
Şunu söyleyeyim, o kadar da şişman değilmiş. | Open Subtitles | وتعلمون الحقيقة أنها لم تكُن بتلك البدانة |
- Evet. Oldukça gergin gözüküyordu, sanki bazı şeylerden emin değilmiş gibi. | Open Subtitles | وهو بَدا مُتَلَهِّفَ جداً، مثل هو ما كَانَ متأكّدَ جداً مِنْ الأشياءِ. |
Barnes'ın lisede ki not ortalaması DAAKP için yeterince yüksek değilmiş ve bunu öğrendiğinde kontratını iptal ettirtmek istemiş. | Open Subtitles | وتبين ان معدل درجاته ليست كافية لكي يلتحق ببرنامج المجندين للتقاعد وعندما تم الاحتيال عليه رغب في فسخ العقد |
39 bin dolar çocuğuna nafaka borcu var. Doktor da değilmiş. | Open Subtitles | يدين بـ 39 ألف دولار لرعاية أطفال المعاقين ولم يكن طبيباً |
Ve başa yapıIan öldürücü darbe, gerçekten öldürücü değilmiş. | Open Subtitles | وكانت ضربة قاضية لو رئيس يست قاتلة فعلا. |
Cidden dün gece orda değilmiş gibi mi yapacak? | Open Subtitles | هل حقّاً سيتظاهر بأنّه لمْ يكُ هناك الليلة الماضية ؟ |
Cyrus'un Tyson'a yaptığı geçici değilmiş. | Open Subtitles | أياً كان مافعله سيرس بتايسون فلم يكن أمراً مؤقتاً |