| Eğer kızın buraya geldiyse iyi bir baba değilsin demektir. | Open Subtitles | لو أن إبنتك تأتي هنا فأنت لست أباً جيداً |
| Eğer bunu soruyorsan, cevaba hazır değilsin demektir. | Open Subtitles | إذا كان عليك ان تسألي، فأنت لست مستعدة لسماع الإجابة. |
| Bir çocuğu taciz eder ve onu döversen benim tarafımda değilsin demektir. | Open Subtitles | إن أذيت طفل أو ضربته فأنت لست على جانبي |
| Eğer bu seni şaşırttıysa insanları okuma konusunda çok da iyi değilsin demektir | Open Subtitles | إنْ كان هذا يفاجئك فلستَ ضليعاً بقراءة الناس |
| Çünkü eğer bunu yapacak mide sende yoksa buraya ait değilsin demektir. | Open Subtitles | ،لأن لو لم يكُ لديكَ الشجاعة للتعاملِ مع ذلك .حينها إنكَ لا تنتمي إلى هنا |
| Eğer göremiyorsam burada değilsin demektir. | Open Subtitles | و إن لم استطع أن أراك فأنت لست هناك. |
| Yeteri kadar yakın değilsin demektir. | Open Subtitles | فأنت لست قريبةً بما يكفي |
| Yardım gerekirse, düşündüğüm gibi biri değilsin demektir. | Open Subtitles | إذن ، فلستَ الرجل الذي ظننتكَ عليه |
| Çünkü eğer bunu yapacak mide sende yoksa buraya ait değilsin demektir. | Open Subtitles | ،لأن لو لم يكُ لديكَ الشجاعة للتعاملِ مع ذلك .حينها إنكَ لا تنتمي إلى هنا |