| Bununla beraber kurbanımızla ve sağdıçlarımız ile ilgili delil var. | Open Subtitles | رغم ذلك هناك أدلة لضحيتنا مشتبكة مع كل رجال العريس |
| Sadece gerçeklere bakın diyorum. Kensi'yi bu adamların ölümüne bağlayan birçok delil var. | Open Subtitles | أنا أقول، تحقق من الحقائق، هناك أدلة كثيرة تربط (كينزي) بموت هؤلاء الرجال. |
| - Tutarlı bir delil de olmadığına göre... - Çok güçlü bir delil var! | Open Subtitles | في غياب أي أدلة قابله - هناك أدلة دامغه! |
| Ve sinirsel etkinliğin düşüncelerimizi, duygularımızı ve algılarımızı, zihinsel deneyimimizi kodladığına dair pek çok delil var. | TED | و هناك الكثير من الأدلة أن النشاط العصبي هو الذي يخطط أفكارنا، مشاعرنا و إدراكنا تجاربنا العقلية. |
| Seni ve ortağını hapse gönderecek kadar delil var. | Open Subtitles | وهناك ما يكفي من الأدلة لإرسالكِ أنتِ وشريككِ للسجن. |
| Xian Wei Zha, burada yeterli delil var. | Open Subtitles | زيان وي زها هنالك دليل قاطع |
| -Elinde delil var mı? | Open Subtitles | حسناً هل لديك أي دليل يؤيد ذلك ؟ |
| Dava açmak için Levesque aleyhine makul sayıda delil var. | Open Subtitles | هناك أدلة كافية ضد "ليفاسك" لتوجيه الإتهامات. |
| "Charles'ı cezaevine uzun süreliğine gönderecek kadar delil var." | Open Subtitles | هناك أدلة كافية لإرسال (تشارلز) إلى السجن لمدة طويلة |
| Senin çete olduğunu kanıtlayacak elimizde yeterli delil var. | Open Subtitles | لدينا مايكفي من الأدلة لنثبت انك في العصابة |
| Burada birçok tahrip edici delil var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأدلة الدامغة هنا. |
| Orada hepimizi mahvetmeye yetecek kadar delil var. | Open Subtitles | فهناك ما يكفي من الأدلة لإسقاطنا جميعاً |
| Xian Wei Zha, burada yeterli delil var. | Open Subtitles | زيان وي زها هنالك دليل قاطع |
| Elinizde öldüreceğime işaret eden delil var mı? | Open Subtitles | هل لديك أي دليل يدلّ على أنني فعلت؟ |