Mukozayı delip geçiyor. | TED | ان تلك الخلايا العصبية تخترق ايضا الغشاء المخاطي |
Böcekler kulak içi gibi yerlere konsantre olmuşlar, buralardaki deriyi delip, yemeklerini emebiliyorlar. | Open Subtitles | تركز الحشرات على مناطق مثل داخل الأذن حيث يمكنهم ثقب الجلد وامتصاص وجبتهم |
Ben hala, patlayıcı ile duvarı delip, içeri dalmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | لازلت أعتقد بضرورة تفجيرنا الشحنات ونسف فتحة في الجدار والدخول بسرعة |
- Hayır... hayır, sıradan oklar Ixion'un şeytani Cantaur'ının postunu delip geçmeyecektir. | Open Subtitles | فليستعد رماة السهام لا، لا، السهام العادية لن يمكنها اختراق جلد قنطور إكسيون الشرير |
Küçük bir zıpkın gibi bir aletle kafatasını delip, beynine ulaşması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليه أن يثقب الجمجمة و يصل للدماغ بشيء مثل رمح صغير |
Eğer şahdamarını delip geçersem, buradaki sıcaklığı dikkate almak gerekir çünkü sanırım biri termostata ateş etti ve bu da kay kaybını arttırır. | Open Subtitles | إذا ثقبت الشريان السباتي أخذه فى الإعتبار درجةِ الحرارة لأن شخص ما ضَربَ منظمَ الحرارة فقدان الدمّ سَيَكُونُ صعب |
357'lik bu koltuğu, kızını ve konsolu delip geçer. | Open Subtitles | سوف تخترق المقعد ثم ابنتك ثم مقدمة السيارة |
Bir gün, bir uzaylı gemisi keşfedilmemiş bir dünyanın bulutlarını delip geçecek. | Open Subtitles | مركبة فضائية للمخوقات الفضائية سوف تخترق الغيوم من عالم غير مكتشف. |
Bu mesafeden kurşun yeleğini delip geçmediğine şanslısın. | Open Subtitles | أتعلم أمراً؟ .. من على هذا البُعد فأنت محظوظ لأن الرصاصة لم تخترق السِترة |
Kalbi delip geçtikten sonra körelmiş de olsa fark etmez. | Open Subtitles | يمكن ان يكون شئ خشن, طالما قادر علي ثقب القلب. |
Hançer Kum Saati'ni delip Zamanın Kumları'nı çıkarabilecek tek şeymiş. | Open Subtitles | حافة هذا الخنجر هي الشيء التي تستطيع ثقب هذه الزجاجة. |
Bir kartalın iğne uçlu pençeleri, avının kafatasını delip geçebilir. | TED | كما وتستطيع مخالب النسور الشبيهة بالإبر ثقب جماجم فريستها. |
Doğruca bekaretini delip geçer. | Open Subtitles | وهذا الآخر قد يحفر فتحة في لحم مشوي ويضاجعه |
Yalnızca kurmalı yaydan atılacak kara oklar delip geçebilirdi ejderhanın postunu. | Open Subtitles | فقط سهم أسود أُطلق من رُمح الريح تمكّن من اختراق جلد التنّين |
Küçük bir zıpkın gibi bir aletle kafatasını delip, beynine ulaşması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان عليه أن يثقب الجمجمة و يصل للدماغ بشيء مثل رمح صغير |
Gırtlağı delip geçtikten sonra beyinciğin merkezinde hareketi son bulmuş. | Open Subtitles | ثقبت الحنجرة قبل أن تصل إلى القصبة المنتصفة |
Ama benden gözlerinizin önünde bu numarayı yapmamı beklemeyin, çünkü duvarı delip geçme olasılığım gülünç derecede küçük. | TED | و لكن لا تتوقعوا مني أن اقوم بالخدعة أمام اعينكم, لان احتمال أن اخترق الجدار صغير لدرجة تبعث على السخرية. |
Yüzüme bakıp bir şeyler söylemeye çalıştı... ama mızrakların biri göğsünü delip geçmişti. | Open Subtitles | نظرت إلي و حاولت قول شيءٍ ما لكن الرمح كان قد إخترق صدرها |
Kurşun delip geçmiş. | Open Subtitles | جروحها كانت مخترقة من الجانبين |
Bu durumda paintball silahının gücü kafatasımı delip geçmek için yeterli değil. | Open Subtitles | كرويات مسدس الدهان لا تملك قوة كافية لاختراق جمجمتي |
Zindanlar, kayan panolar, iskeletler, geceleri gaipten gelen çığlıklar, ki ruhunuzu delip geçer. | Open Subtitles | زنازين و أبواب منزلقة هياكل عظمية, وصرخات أشباح غريبة تدوي في الليل تثقب روحكِ حتى |
Kurşun göğüs kafesini delmiş, omurganın arka tarafını delip geçmiş ve en yakın duvara saplanmış. | Open Subtitles | الرصاصة إخترقت عظم القص، إتجهت مباشرة نحو جانب الضهر، و إستقرت في الجدار المجاور. |
Küçük bir gezeni delip geçebilecek lazer delici ile donatıldı. | Open Subtitles | انها مُسلَّحةُ مثقاب ليزرِ الذي يُمْكِنُ أَنْ يَقْطعَ كوكبا صغير. |
120 metreden, ok insan bedenini delip geçer. | Open Subtitles | ومن مسافة 120 ميل يستطيع السهم أن يخترق انسان |
Ve üzerleri, okların ya da taşların delip geçemediği bir deriyle kaplı. | Open Subtitles | وهم مغطون بجلدٍ حتى أسهم الحجر لا تخترقها |