(Kahkaha) Ama demek istediği şey, yaptığımız işin gerçekten de pul koleksiyonculuğu olduğu. | TED | (ضحك) لكن ما قصده هو ان ما قمنا به، فى الواقع هو جمع طوابع من هناك-- |
Doktorun demek istediği şey, George Sr.'ın havaalanı aracını kullanarak hastane odasından kaçmayı başardığıydı. | Open Subtitles | ما قصده الطبيب ان (جورج الأكبر) قد هرب عمل بطولي أنجزه بإستخدام شاحنة السلم المتنقلة |
Sanırım Winston'un demek istediği şey aşktaki eksiklik değil arkadaşlıktaki eksiklik evliliği mutsuz yapar. | Open Subtitles | أظن أن ما قصده (وينستون) هو أن فقدان الصداقه هي ما يفسد العلاقة وليس فقدان الحب |