Oğlun dünyadaki dengesizliği düzeltmeye ve kutsal güçleri hayata geçirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إبنكَ يحاول ان يصححَ خطأً في توازن العالم لتحقيق التنبؤ الكامن |
Bu, Dünya'nın uzaya ısı radyasyonunu azaltır böylece geçici bir enerji dengesizliği meydana gelir. | TED | تقلل من إشعاع الأرض الحراري إلى الفضاء، وبالتالي هناك اختلال توازن طاقي مؤقت |
Toplam enerji dengesizliği, şimdi, yaklaşık her metrekareye onda altı watt kadar. | TED | مجموع اختلال التوازن الطاقي الآن هو حوالي ستة أعشار واط للمتر المربع الواحد. |
Yani iyi ve kötü faktörlerin dengesizliği söz konusu da diyebilirsiniz. | TED | لذا، فإن هناك خلل في التوازن بين عوامل النمو والصيانة، إن أردتم القول. |
"Şahsın babasının ölmediğine inanmasından kaynaklanan duygusal dengesizliği vardır." Sıradaki soru. | Open Subtitles | المُختَبَر يظهر عدم إستقرار عاطفي مما يوحي لها بأن والدها ليس ميتاً. السؤال التالي. |
Öz kimliğin, ilişkilerin ve ruh halinin dengesizliği. | Open Subtitles | عدم استقرار الحالة النفسية للشخص مع العلاقات الاخرى ومزاج متقلب |
12 yıldır komadaymış. Elektrolit dengesizliği. | Open Subtitles | كان في غيبوبة لمدة 12 سنة نتيجة لعدم توازن الكهرباء في جسمه |
Basınç dengesizliği akciğerlerinde... - ...sıvı toplanmasını yol açmış olabilir. | Open Subtitles | واختلال توازن الضغط قد يدفع السائل إلى الرئتين |
Bir ilişkideki güç dengesizliği kurban olmaya yol açabilir. | Open Subtitles | إختلال توازن القوى في علاقة ما ؛ قدّ يؤدّي للعاقبة. |
Herhangi bir kanıt elektrolit dengesizliği ? | Open Subtitles | هل هناك أي دليل لعدم توازن الشحنات الكهربائية الدماغية ؟ |
Geç başlangıçlı kimyasal dengesizliği var ama gerçekten iyi biridir ve daha da önemlisi, karaborsa istihbarat uzmanıdır. | Open Subtitles | كان لديه داء إختلال توازن كيميائي ولكنه رجل صالح والأهم من ذلك فهو خبير في المخابرات السرية |
Artık güç dengesizliği kurulmuştu, çünkü kişisel bilgilerimizin toplanmasını ve asla hayal edemeyeceğimiz bir ölçekte kullanılmasını onaylamıştık. | TED | والآن، لقد اختل توازن القوى، لأننا وافقنا على أن تُجمع معلوماتنا الشخصية وتُستخدم على نطاق لم يكن بوسعنا أن نتخيله أبدًا. |
En temeli, enerji dengesizliği bir obezite sebebidir. | TED | بشكل مبسط جداً، تنتج السمنة من إختلال التوازن في الطاقة. |
Fakat biz bu dengesizliği birlik hâlinde sesimizi çıkararak ve güce karşı gerçekleri konuşarak yeniden şekillendirebiliriz. | TED | لكننا نغّير خلل التوازن هذا بالمجاهرة بمناهضتنا له بصوت واحد وخلق أماكن لقول الحق بالرغم من القوة. |
Beyin-omurilik sıvısındaki dengesizliği halletmenin bir yolunu bulabilsek melek gibi olurdu. | Open Subtitles | إذا إستطعت أن أصلح خلل التوازن فى سوائل نخاعه الشوكى سيصبح بخير تماما |
Meraktan Sadece, nasıl bu dengesizliği ortaya ne oldu nedir? | Open Subtitles | فقط بدافع الفضول كيف سيعيد هذا التوازن ؟ |
Kusmaktan dolayı su kaybetti elektrolit dengesizliği de V-fib'i tetikledi ve sonra nabzı durdu. | Open Subtitles | إنه مفتقد للسوائل بسبب التقيؤ وفقدان التوازن أثار رجفانه البطيني, وبهذا فقد نبضه |
dengesizliği düzeltmek için daha çok kimyasal kullandıkça aslında dengesizliğin daha da artmasına neden oluyoruz. | Open Subtitles | إننا فعلياً نتسبب بتقوية اختلال التوازن. |
Sen, Inazagi'nin durumunun dengesizliği yüzünden endişeleniyordun ve sağ kolundaki Sharingan'ları sürekli kontrol ediyordun. | Open Subtitles | كنت تشعر بالقلق، بشأن عدم إستقرار مدة الإيزاناغي و إستمريت بالتحقق من الشارينجان |
...bilinçaltında yatan duygusal dengesizliği arttırabilir. | Open Subtitles | من الممكن ان تؤدي الى عدم استقرار عاطفي كامن بداخلِك |