Peki bizim için buzun nasıl çatladığına ilişkin denklemler neler? | TED | في حالتنا، ما هي المعادلات التي تصف كيفية تكسر الجليد؟ |
19. yüzyılda bunu ifade eden yeni bir matematiksel sistem var ve eğer bu sistemi kullanırsanız, denklemler çok daha basitleşir. | TED | هناك معادلة جديدة في القرن التاسع عشر التي تشرح هذا، وإذا استخدمت تلك المعادلة، فأن المعادلات تصبح أسهل بكثير. |
Kafasını karıştıran buydu. denklemler büyüyü gerçekleştiremezler; varoluş bulmacasını çözemezler. | TED | أصابه هذا بالحيرة، إذًا المعادلات نفسها لا تستطيع فعل السحر، لا تستطيع حل لغز الوجود. |
Bahsettiğim şey, tıpkı bilardo topları ve hava tahminindeki gibi toplumla ilgili neler olup bittiğini anlamamıza yardım edecek denklemler yazılması. | TED | بل أقصد كتابة معادلات عن مجتمعنا ستساعدنا في فهم ما يجري حولنا بنفس أسلوب توقع كرات البلياردو أو التنبؤ بالطقس. |
Formüller, denklemler, Bir manası olmayan bir sürü süslü terim. | Open Subtitles | معادلات الكثير من الشروط الوهمية التي لا تعني شيء |
Çünkü benim için denklemler ve semboller yalnızca bir şey değil. | TED | لأنه، وبالنسبة لي، المعادلات والرموز ليست مجرد أشياء. |
Her şey bir noktadan çıkıyor; Sonsuz yoğunluğunuz var. Ve tüm denklemler işe yaramaz hale geliyor. | TED | كل شيئ يخرج من نقطة لديك كثافة لامتناهية . و كل المعادلات تنكسر |
Maddenin yoğunluğu sonsuz değil ve bütün süreci tutarlı bir şekilde denklemler ile tanımlamak için bir şansımız var. | TED | مصير المادة محدود , و لدينا الفرصة لجملة منتظمة من المعادلات التي تصف العملية برمتها |
Hiper geometrik parçalı ayrık denklemler üzerine kitaplardan bahsediyoruz. | TED | نحن نتحدث عن الكتب حول هندسة المعادلات التفاضلية الجزئية. |
Matrisin katları arasında şu temel denklemler var: | Open Subtitles | وبإصطفاف المصفوفة نحصل على هذه المعادلات الاساسية |
Ee? Simültane denklemler zorluyor mu? | Open Subtitles | إذن أتواجهين صعوبة بفهم المعادلات الآنية |
Aynen Büyük Patlamayı araştırırken olduğu gibi, burada da elimizdeki denklemler bir anlam ifade etmez. | Open Subtitles | يمكن أن تتآلف مع الوضع الذى لدينا مع الإنفجار الكبير; المعادلات تصبح غير مفهومة. |
Bu yüzden denklemler çözülmek için çok zor bir hal aldı. | Open Subtitles | وسرعته المتجهة في كل اتجاه. فعندها تصبح المعادلات معقدةً لحلها. |
Ama onu yeni yöntemlerle düşünen bir matematikçi olarak tanıtan denklemler üzerindeki ilk çalışmalarıydı. | Open Subtitles | لكن عمله المبكر على المعادلات هو الذي شهد له كعالم رياضيات يُفكر بطرق جديدة. |
Numaralar ve denklemler nicel ve tahmin edilebilir. | Open Subtitles | الأرقام و المعادلات هما كميان و قابلين للتنبؤ |
-atomlar- olarak düşünürsek, bazı etkili matematiksel denklemler yaratabileceğimizi gösterdiler. | Open Subtitles | الذرات عندها يمكن أن تضع بعض المعادلات الرياضية القوية |
Robotlar gibi yürümemiz ve konuşmamız, ve belki robotlar gibi diferansiyel denklemler çözmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | علينا التشبّه بالروبوت في سيرنا وحديثنا وإن لزم الأمر، حل معادلات التفاضل المعقدة. |
Hayatının sonuna geldiğinde bile, sonradan "Herşeyin Teorisi" olarak bilinecek teoriyi bulmak için durmaksızın denklemler yazdığı not defterini hiç yanından ayırmadı. | Open Subtitles | حتى بينما اقترب من نهاية حياته أبقى مفكرة قريبة منه محاولا بشراسة الحصول على معادلات |
Kağıtlarda denklemler ve onların yanında Fransızca notlar var. | Open Subtitles | الأوراق تتضمن معادلات تصاحبها ملاحظات باللغة الفرنسية |
O resimleri gösteriyor ve denklemler yaratıyor. | Open Subtitles | يواظب عرض تلك الصور الغير متّزنة، و يقم بعمل معادلات |
Tüm denklemlerin bu şekilde olduğunu söyleyecek kadar ileri gideceğim, eşitlik işaretini gördüğünüz tüm matematiksel denklemler aslında bir metafor. | TED | وأريد أن أذهب أبعد وأقول أن كل معادلة هي بهذا الشكل، كل معادلة رياضية تستخدم إشارة المساواة ما هي إلا استعارة مجازية. |