Beni öleyim diye yaratamaz ki. Deon beni seviyor, baba. | Open Subtitles | ما كان سيصنعني هكذا كي أموت، (ديون) يُحبني يا أبي |
Sahi mi? Peki Deon Carver'ı öldürmeye ne diyorsun? Yanlış kimlik alma mı? | Open Subtitles | فماذا تسمّي قتل (ديون كارفر) أخطاء في تحديد الهوية؟ |
Deon'un evlilik problemleri vardı. Ona yol gösteriyordum. | Open Subtitles | حسناً ، كان يعاني (ديون) من مشاكل زوجية وكنتُ أساعده في البحث عن طريقه |
Deon beni ne kadar sevdiğinden ve evliliğimizin kurtulması için nasıl dua ettiğinden söz ediyordu. | Open Subtitles | كان (ديون) يتحدّث عن مقدار حبّه لي وكيف أنّه يصلي أن يستطيع إنقاذ زواجنا |
Deon beni aradı ve haritayı çözdüğünü söyledi. | Open Subtitles | إتّصل بي (ديون) وقال أنّه إستطاع حلّ الخريطة.. |
Çünkü bir gece önce Stuckey, Deon ve Random'u beraber plan yaparken yakalamış. | Open Subtitles | لأنّ (ستوكى) إكتشف أنّ (ديون) و(راندوم) يتآمران معاً ضدّه في الليلة السابقة |
Sen bir polis katili değilsin Brooke. Deon'u öldürmek istemediğini biliyorum. | Open Subtitles | لستِ قاتلة شرطة ، يا (بروك) أعلمُ أنّكِ لم تقصدي قتل (ديون) |
ABD, Çin ve Kuzey Kore'den gelen talepler İzci'lerin yaratıcısı Deon Wilson'ı zengin bir gelecek için umutlandırıyor. | Open Subtitles | أصبح الإهتمام الآن قادم من الولايات المتحدة الصين وكوريا الشمالية مخترغ الكشافة (ديون ويلسون) يرى مستقبلاً باهراً |
Birkaç gün içinde öleceğim doğru mu, Deon? | Open Subtitles | هل هذا صحيح أنني على وشك الموت خلال بضعة أيام يا (ديون)؟ |
Rezil küçük canavarlarına elveda de, Deon. | Open Subtitles | قل وداعًا لصديقك المسْخ غريب الأطوار هذا يا (ديون) |
Her şey düzelecek. Benimle kal, Deon. | Open Subtitles | ستسير الأمور على ما يرام، ابقي معي، يا (ديون) |
Deon Carver. Kefaletçi. Burası onun ofisi. | Open Subtitles | (ديون كارفر) ، ضامن بكفالة هذا مكتبه |
Deon benimle işi hakkında pek konuşmazdı. | Open Subtitles | (ديون) لم يتحدّث معي عن العمل كثيراً |
Deon carver'la nasıl bir ilişkiniz vardı? | Open Subtitles | ماذا كانت طبيعة علاقتك مع (ديون كارفر)؟ |
Deon'u öyle bulunca panikledim. | Open Subtitles | تعلمان ، عندما وجدتُ (ديون) هكذا... أصبتُ بالذعر |
Deon hazinenin üçte birine kefaleti karşılamayı kabul etti. | Open Subtitles | وافقت على تغطية (ديون) بالثلث من الكنز |
Deon eve geldi ve ağlamaya başladı. | Open Subtitles | أتى (ديون) إلى المنزل وكان يبكي |
Deon, Tetravaal senden çok memnun. | Open Subtitles | (ديون)، (تترافال) سعيدة بك للغاية |
Deon önce uyum sağlamalı dedi. | Open Subtitles | (ديون) قال يجب أن يتم توجيهه أولاً |
Boyaları alabilir miyim, lütfen, Deon? | Open Subtitles | أرجوك، هل يمكنني الرسم يا (ديون)؟ |