Hayatta kalmalarının anahtarı kendi güneş koruyucularında yatıyordu. Yani, deri altında üretilen melaninde. | TED | يكمن مفتاح النجاة في الواقي الشمسي الخاص بهم والذي يتم صنعه تحت الجلد: الميلانين. |
deri altında bulunan vericiniz kapatıldı. | Open Subtitles | فجهاز الارسال الخاص بك تحت الجلد قد تم ابطال مفعوله |
Benim deri altında ki yağlarım asıl sorun olan vücudumun 'v' şeklini almasının temelini oluşturuyor. | Open Subtitles | هذا نوعا من الثناء انا لدي دهون تحت الجلد لذلك ان احصل على جسد رائع امر بعيد جدا |
"Bu deri altında hepimiz kardeşiz, ve bunu kanıtlamak için insanlığın derisini yüzmeye hazırım." | Open Subtitles | كلنا أشقاء تحت جلودنا و أنا جاهز لأسلخ جلد البشرية لأثبت ذلك |
- ...hepimizin deri altında izleyiciler var. | Open Subtitles | فإننا نملك جميعاً أجهزة إقتفاء تحت جلودنا |
- Kurbanın yüzünün, kolunun ve ensesinin deri altında bulunan arı iğneleri ve zehir keseleri. | Open Subtitles | ما هذه؟ -لسعات نحل وأكياس سامة.. أخذت من تحت الجلد من وجه الضحية, يده وعنقه. |
Her neyse, deri altında büyüyor. | Open Subtitles | أيا كان ماهيتها هى تنمو تحت الجلد |
Kürekkemiğinde gizli, deri altında. | Open Subtitles | انها تحت الجلد قرب الكتف |