Yaralar 17 cm derinliğinde ve tek bir aletle oluşmuş. | Open Subtitles | الجروح بعمق 6 انشات و نصف حدثت بواسطة شفرة معينة |
Bu tıpkı bir keki kesmek gibi, fakat bu kek bir balina derinliğinde. | TED | تبدو وكأنها كقطع الكعك إلا ان هذه الكعكة تبدو تقريبا بعمق حوت |
Yarım mil derinliğinde ve yaklaşık 4 mil genişliğinde bir kalderası olan devasa bir volkandır. | Open Subtitles | هذا البركان الضخم الوحيد مع حفرة بعمق نصف ميل وتقريبا بعرض 4 أميال |
O elmasları 71 metre derinliğinde bir kuyudan nasıl alacağız? | Open Subtitles | كيف سنستعيد تلك الماسات من حفرة عمقها 230 قدم ؟ |
Ancak gördüğünüz gibi bunlar 2.3 mm derinliğinde ayak izleri. | Open Subtitles | ولكن كما ترون هناك أثار عمقها 2.3 في الموقع |
Ancak sorunun cevabına gelecek olursak, ...okyanus altı mil derinliğinde. | Open Subtitles | لكن، إجابتي على سؤالك أن المحيط عمقه ستة أميال |
Jüpiter'in yoğun atmosferinin 64 bin km derinliğinde olduğunu biliyoruz ve yüksek hızlı gaz kuşaklarının yüzeyde şiddetli fırtınalar yarattıklarını biliyoruz. | Open Subtitles | في نظامنا الشمسي وخارجه هو لغز نعلم أن الغلاف الجوي الكثيف للمشتري بعُمق 40 ألف ميل |
İlk koruma kalkanı 60 fit genişliğinde ve 22 fit derinliğinde bir hendekti. Bir uçtan bir uca uzanan hendeğin boyu 4 mil kadardı. | TED | أول خط دفاعي كان خندقاً بعرض 60 قدم وعمق 22 قدم. ويمتد بطول 4 أميال من الساحل للساحل |
Evet, onları 40 fit derinliğinde kadın gibi yumuşak ve kömür gibi siyah toprağı olan, bir yere dikmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | اريد ان ازرعها حيث عمق التربة 40 قدما سوداء كالفحم وناعمة كالمرأة |
Sular arazide 200 metre derinliğinde bir yol açtı. | Open Subtitles | اخترقت المياه الأرض بعمق الـ 200 متر تقريباً |
Yerkabuğunda 30 kilometre derinliğinde bir krater açıldı. | Open Subtitles | تكوّنت حفرة بعمق 30 كيلومتر في قشرة الأرض. |
Kimlik numaraları ortalama 5-7 mikron derinliğinde oyulur. | Open Subtitles | الأرقام التسلسلية محفورة بعمق بين 5 إلى 7 مايكرون |
Polyester toplarından bir davul, 10 metre derinliğinde, düşüşünü frenliyor. | Open Subtitles | برميل من كرات البوليستيرين بعمق ثلاثين قدمًا يوقّف سقوطها |
Bu krater 30 km çapında ve 150 m derinliğinde. | Open Subtitles | فوّهة البركان هذه 30 كيلومترًا عرضًا و في بعض الأماكن بعمق 150 متر. |
1 metre derinliğinde, 2 metre genişliğinde mezar kazın ve oyuna başlayın. | Open Subtitles | أحفر حفرة بعمق 3 اقدام وبطول 6 أقدام وتبدا التجارة |
30-60 cm derinliğinde. İnsanlar bir şekilde kendiliğinden uzaklaşır umuduyla aşağı bodruma kovaları sürekli sarkıyorlardı, ama tabii ki hiçbir zaman gerçekten kurtulamayacaklardı. | TED | بعمق حوالي قدم أو قدمين. وكانو ببساطة يقومون برمى مخلفاتهم في تلك الحفر ويروادهم الأمل بأنها بطريقة إو بأخرى لن تكون في مطرحها, وبطبيعة الحال هذا ما لم يكن يحدث البتة. |
O çukur yüz adım derinliğinde ve seni içine atacağım. | Open Subtitles | تلك الحفرة عمقها مائة قدم وسألقي بك فيها. |
Bu muazzam göl 16 kilometre uzunluğunda ama yalnızca 2 metre derinliğinde. | Open Subtitles | طول هذه البحيرة الرحبة هو 16 كيلومتر ولا يتعدى عمقها المترين |
Kanal sokağında her 50 metrede bir 90 ya da 120 cm derinliğinde gece saldırmayı planlayan bir insanı kesinlikle yaralayabilecek kazıkların olduğu çukurlar kazılıyor. | Open Subtitles | شارع القناة توجد حفرة كل خمسين ياردة عمقها 3 أو 4 أقدام ومبطنة بالعصيان المدببة |
Buradaki sular bir mil derinliğinde. Adamları indirebiliriz. | Open Subtitles | المياه هنا عمقها يزيد عن الميل |
Bıçak yarası 10 cm uzunluğunda ve 13 cm derinliğinde. | Open Subtitles | الجرح طوله أربع بوصات، و عمقه خمس بوصات. |
Şaşırtıcı bir şekilde 100 km derinliğinde. | Open Subtitles | بعُمق ستين ميلاً |
Bakın, gaz fışkırması, 800 metre genişliğinde ve en az 3 kilometre derinliğinde bir yarık oluşturmuş. | Open Subtitles | الغازات الناتجة عنه خلقت فجوة بعرض 1.5 ميل وعمق 2 ميل |
- Çölün derinliğinde 450 metre uzunluğunda solucanlar olduğu belgelendi. | Open Subtitles | فقط هناك مشاهدات مؤكده عن ديدان اكبر من 450 متر فى عمق الصحراء |