Bunlara derisinde lezyonlar çıkınca... hastaneye yatırılan bebek de dahil. | Open Subtitles | 5اشخاص ماتوا العديد اصيبوا و مرضوا من ضمنهم طفل ادخل المشفى بعد ظهور البقع على جلده |
derisinde ölüme bağlı morarma var. | Open Subtitles | كما يظهر جلده إشارة إلى الزُّرْقةُ الرِّمِّيَّة |
Ölen adamın derisinde bunlardan biri vardı. | Open Subtitles | الرجل الذي توفّى كان به واحدة من هذه مطمورة في جلده. |
Sanki, insan derisinde nitrik oksit üretimini baskılayamıyorduk. | TED | ويبدو أننا لم نستطع إيقاف إنتاج أكسيد النيتريك في جلد البشر. |
Normal saçlı bir insanın kafa derisinde 100000 ile150000 saç teli bulunur ve bilim insanları bu sık çalılık hakkında iki şey keşfetti. | TED | الرأس مكتمل الشعر يضم 100,000 إلى 150,000 شعرة على فروة الرأس، وقد اكتشف العلماء شيئين بخصوص هذا النمو الكثيف. |
Kızımın üstünü değiştiriyordum. - derisinde izler vardı. | Open Subtitles | لقد كنت اغير لما ملابسها ولاحظت تلك العلامات على جلدها |
Hala derisinde olmasının tek yolu bu. | Open Subtitles | هذا هو السبيل الوحيد انها لا تزال على بشرتها |
Susie'ye derisinde organofosfat var mı diye test ettirdim. | Open Subtitles | لقد طلبت من سوزي إجراء تحاليل للكشف عن الفوسفات العضوي على جلده |
Alnında bir kesik ve derisinde morarma var. | Open Subtitles | . لديه جرح سيء في جبهته . وكدمات علي جلده |
Ölen adamın derisinde bunlardan biri vardı. | Open Subtitles | الرجل الذي كان توفي وجدنا هذا جلده. |
Ya da, bir yerde okumuştum, bir örümcek bir adamın derisinin altına girmiş, yumurtalarını bırakıp ölmüş, sonra o yumurtalardan adamın derisinde binlerce ölü örümcek çıkmış. | Open Subtitles | سمعت عن قصة ذلك الشاب الذي اخترق جلده عنكبوت ووضع مجموعة من البيض هناك، ثم مات وبعد ذلك فقس البيض واجتمعت آلاف العناكب الميتة |
derisinde bir labirent var. | Open Subtitles | لديه متاهة على جلده |
Evet, derisinde bir labirent var. | Open Subtitles | نعم، لديه متاهة على جلده |
Yüz metreden bir gergedanın derisinde delik açtığını söylüyor... | Open Subtitles | يَقُولونَ بأنّها يُمْكِنُ أَنْ تَثْقبَ . جلد كركدن مِنْ مائة بالمائه |
Pekala, kurbanların derisinde mikroskobik bir tel ağı bulduk. | Open Subtitles | وجدنا شبكة من الأسلاك المجهرية في جلد الضحية |
Bu genellikle Afrika kurbağalarının derisinde bulunan ender bir fosfor. | Open Subtitles | إنه فسفور نادر، يوجد عادة على جلد الضفادع الأفريقية. هل قلت الضفادع ؟ |
Rwasundi'lerle birkaç saniye karşı karşıya gelmek çok gerçekçi halüsinasyonlara ve kafa derisinde hafif bir karıncalanmaya sebep olur. | Open Subtitles | كونكِ تعرضتي للراوساندي لعدة ثواني يمكن أن تسبب هلاوس حية ووخزة بسيطة في فروة الرأس |
Kafa derisinde hasara yol açan şeyi bulabilmeme yarayacak belirgin bir iz var mı? | Open Subtitles | أي علامات بارزة من فروة الرأس قد تساعدني على تضييق أحتمالات ما سبب الضرر ؟ |
Kafa derisinde lezyona sebep olan bir şeyle basılmış. | Open Subtitles | مطبوع من شيء على أي سبب الآفة في فروة الرأس. |
Ayrıca saçında ve derisinde motor yağı ve özel bir losyonun kalıntılarını buldum. | Open Subtitles | وجدت أيضا آثارا لزيت المحركات ونوع معين من منعمات البشرة على شعرها و جلدها |
Dışarıdan gelen bir darbe ya da derisinde bir oyulma belirtisi yok. | Open Subtitles | لم يكن هنالك علامات خارجة عن رض أو حفر على جلدها |
Ne yazık ki, derisinde ya da... tırnaklarında DNA kalıntısı yok. | Open Subtitles | لسوء الحظ، لم يكن ثمة حمض نووي أجنبي على بشرتها أو تحت أظافرها |