Neredeyse o değersiz sarı derisini yüzüveriyorlardı. | Open Subtitles | أزالوا له تقريباً قليل من الجلد الأصفر الميت. |
Onun kalp atışlarını bana yaklaştıracağını bilseydim, vücudunun tüm derisini soyardım. | Open Subtitles | يمكن أن أقشر كل شبر من الجلد في جسمك إذا كان ذلك يحقق لي القرب من مكانها ولو بمقدار خفقة قلب |
Sen ev sahibinin canlıyken derisini yüzdün ve ondan kendine bir ceket yaptın. | Open Subtitles | أنت سلخت جلد زوجتك و هي حية و فصلت به سترة خاصة بك |
Dünyayı benim gibi gören geçip giden anı yakalayıp kaydeden denizin parıltısını veya bir atın ışıldayan derisini gören... | Open Subtitles | الذين يبصرون العالم مثلما أفعل.. والذين يأسرون العالم مثلما يعبر.. الذين يرون تلألأ مياه البحر، أو توهّج جلد الحصان |
Pizza derisini haşlayacak kadar sıcak olsa da buradan mutlu ayrılacağını bilirim. | Open Subtitles | وأعلم بأنه سيغادر سعيداً حتى ولو تسببت الشريحة الحارة في سلخ جلده |
Diyelim ki bu çatı altında sevdiğin herkesin kafa derisini yüzmüşüm. | Open Subtitles | لنقل أنني أخذت فروة رأس كل شخص مبارك في هذا المنزل |
Onun kalp atışlarını bana yaklaştıracağını bilseydim, vücudunun tüm derisini soyardım. | Open Subtitles | يمكن أن أقشر كل شبر من الجلد في جسمك إذا كان ذلك يحقق لي القرب من مكانها ولو بمقدار خفقة قلب |
Sonra başkası gelip tekrar sarınca üstlerinde derisini bırakmış. | Open Subtitles | ثم أتى أحدهم و أعاد تعبئتهم تاركا بعض خلايا الجلد عليهم |
Sana gelince, Gölge, sırtının derisini yüzerken yaratıklarına ne kadar bağlı olduğunu göreceğiz. | Open Subtitles | عودةً إليك , سنرى باي مقدار أنت مُتَيَّمٌ بإبداعاتك ـ ـ ـ عندما الظل يبدد الجلد بعيداً عن ظهرك |
- Düğünde müthiş görünecek. - Onun derisini yüzmem gerek. | Open Subtitles | قال أنه سينتظر حفل الزفاف الكبير يجب ذلك الجلد |
İnsan derisini ve teknolojinin insan vücudunu nasıl değiştirebileceğini araştırdım. | TED | لقد بحثت في جلد الإنسان ، وكيف أن التكنولوجيا من الممكن أن تغير شكل الجسم. |
Yaptığım son şey olsa da, o benekli sırtlanların derisini yüzeceğim. | Open Subtitles | سوف أنزع جلد كل واحد منهم حتى لو كان هذا هو آخر شيء أفعله |
Esnek alt çene derisini beşik gibi kullanarak bir seferde 15'den fazla yavruyu taşıyabilir. | Open Subtitles | جلد فكها السفلي يتمدد كسجادة ممهده اللذي بواسطته يمكن أن تحمل ما يقارب 15 صغيرا في المرة الواحده |
Katilin kurbanın derisini neden yüzdüğünü biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف لماذا القشور الجاني إيقاف جلد ضحاياه؟ |
Ama başarısız oldu Sabah olunca onu avlayıp derisini duvara asacağım | Open Subtitles | وسأحصل عليه عند شروق الشمس وسأعلق جلده على الحائط |
Aslanın yaptığı şu olmalı... kanını içmek için derisini yalayarak yüzmüş. | Open Subtitles | لاشك ان الاسد لعق جلده ليتمكن من شرب دمه |
Azıcık derisini deldim ve bildiği herşeyi dökülmey başladı. | Open Subtitles | بالكاد خدشت جلده وبدأ بالتحدث بكل ما يعرفه |
Yara'nın mızrağında asılı, uzun ve dalgalı kafa derisini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكر فروة الراس ذات الشعر الطويل التي رأيناها في خيمة سكار؟ |
Yaşlı Del'in kafa derisini şimdi burada yüzebiliriz. Bize nasıl bir his olduğunu anlatabilir. | Open Subtitles | بإمكاننا سلخ فروة رأس ديل ، وسيبقى حياً ، ليخبرنا بشعوره |
Kızgın sıcaklar, isilikler Ve tuzlu su derisini acıtıyor. | Open Subtitles | ... و يبدو أن ملوحة ماء البحر آذت بشرتها |
Fazla uzun kalamazlar piyasada, milletin derisini böyle soyarlarsa! | Open Subtitles | ، لن تستمر في السوق طويلا طالما تقشر جلود الناس |
Onu eve götürüp derisini yüzüp, etini dolaba koyacağız, tamam mı? | Open Subtitles | سنأخذها إلى المنزل و ننزع جلدها ثم نحتفظ بلحمها , اتفقنا؟ |
Kasımpatılar, gözlerini temizlemek için, çamur, derisini serinletmek için. | Open Subtitles | الإقحوان لتَوضيح عيونِه، الطين لتَبريد جلدِه. |
Daha resmi otopsiye başlamadım ama üst derisini incelediğimde küçük delikli yaralar ortaya çıktı. | Open Subtitles | لم أبدأ التشريح الرسمي بعد، لكن فحص بشرته كشف جرح ناتج عن ثقب هنا. |
Onu vurmalıydım Wesley! Sen kafa derisini yüzünce bu yapılması en uygun şeydi. | Open Subtitles | لأن قتله هو العمل النزيه الوحيد الذي يمكنني فعله لأجله بعد ماقمت أنت بسلخ فروة رأسه |
Canlı canlı derisini yüzmüştüm. Altı saatimi almıştı. | Open Subtitles | سلختها حيه و إستغرقت ستة ساعات |
onu yakalarsam derisini yüzeceğim ve derisini giyerken ona izlettireceğim. | Open Subtitles | عندما أمسك به سوف أسلخ جلده وسوف أجعله يشاهدني و أنا ألبسه |
Eğer birini bir sincabın derisini yüzerken görürsen, bıçağı karnına saplarsın ve açarsın. | Open Subtitles | هل رأيتِ شخص يسلخ سنجاب من قبل ؟ تضعى سكينه فى بطنه ثم تسلخيه |
derisini çıkarsak, hâlâ nefes alabilecek birisini görüyorum. | Open Subtitles | رأيتهم يسلخون جلد رجل وهو على قيد الحياة |