Nereli olduğunu ve ne iş yaptığını tam olarak biliyorum, çünkü detayları önemsiyorum. | Open Subtitles | أناأعرف من أين هو و بالضبط ما فعل لهذا أنا مهتم بالتفاصيل هيي.. |
Eğer bunu başarabilirsek, moleküler detayları unutun. | TED | لو استطعنا حقا أن نقوم بذلك، لا تشغلوا بالكم بالتفاصيل الدقيقة للجزيئات. |
Yani detayları söyleme. Mesela sinemayı. | Open Subtitles | أعنى ، لا تخبريها بالتفاصيل لا تخبريها بما حدث فى المسرح |
Sizi Ananth Pai adında karışık detayları anlayabilen bir eğitmenle tanıştırmak istiyorum. | TED | أود أن أعرفكم على معلم يفهم هذه التفاصيل المعقدة ويدعى أنانيث باي. |
Daha iyi olmalısın. Her şeyi kontrol etmeli ve bütün detayları irdelemelisin. | Open Subtitles | حسنٌ , عليكَ بأن تكونَ أفضل،لابد التحقق من كل الحقائق,وكل تفصيل دقيق. |
Üzülmekten çok daha öte bir durumda ve kız kardeşini o öldürmedi. Bu nedenle tüm o kan dondurucu detayları duymak onu sınırın eşiğine getirmeye yeter. | Open Subtitles | هو أكثر من منزعج , هو لم يقتل أخته , و فكره الاستماع للتفاصيل العنيفه لمقتلها كافٍ ليرسله للهاويه. |
Tiburon Mendez çok insanın canını yaktı. Sana detayları anlatmayacağım. | Open Subtitles | تريبورن مينديز كان قاسيا مع الكثير من الناس و سوف امدك بالتفاصيل |
Bunu söylemek bana zor geliyor, ama detayları anlatmak için fazla büyüdüm. | Open Subtitles | يؤلمني قول ذلك ولكني نضجت على البوح بالتفاصيل |
Gizlice bu telefonuna ulaşacağım ve gece yarısı seni arayıp detayları vereceğim, tamam mı? | Open Subtitles | والإتصال بكى فى منتصف الليل وسأخبرك بالتفاصيل ، حسنا؟ |
Yeni toplarla ayakkabı almıştım. Bana detayları anlatmak zorunda. | Open Subtitles | لقد اشتريت كرة وحذاء جديدين إنه مدين لي بالتفاصيل |
Hiçbir zaman adlandırılamayacak detayları... parçaları hissedebilirsin. | Open Subtitles | يمكنني فقط الشعور بالتفاصيل أجزاء من هنا و هناك لا أستطيع تجميعها |
Tüm olan bitenleri, bütün detayları ve sonuçları ile incelediğiniz zaman, erotik birşeyler bulmanız neredeyse imkansızdır. | Open Subtitles | عندما تحاول التدقيق بالتفاصيل كيف كانت تبدو لن تستخلص شيئا يمكن وصفه بسهولة بالجنسى |
20 dakika içinde detayları anlatmak için beni ara. | Open Subtitles | أتصل بي ثانيةً و أخبرني بالتفاصيل في غضون 20 دقيقة |
Gönder onu, detayları halletsin ve bu iş hemen hallolsun. | Open Subtitles | أرسل له لتنفيذ تلك هذه التفاصيل وليتم هذا الامر سريعا. |
En iyisi hemen sonrasında ara. Yaparken ara. Tüm detayları istiyorum. | Open Subtitles | لا اتصل بى بعد ممارستك الحب اتصل بى خلالها اريد التفاصيل |
Hatta gider gitmez ara sık sık ara, detayları öğrenmek istiyorum | Open Subtitles | لا اتصل بى بعد ممارستك الحب اتصل بى خلالها اريد التفاصيل |
Alışmasaydık, en küçük detayları bile her zaman fark ederdik. | TED | فإن لم تفعل ذلك سننتبه إلى كل تفصيل صغير بشكل دائم. |
Ne yazık ki detayları anlatacak vakti olmadı. | Open Subtitles | أجل، لكن للآسف لم يكن لديه الفرصة للتفاصيل. |
Asıl sorun beyni, zihni ele geçirecek kadar detaylı tarayabilmek ve o detayları yapay olarak eksiksizce tekrar yaratabilmek. | TED | التحدّيات الرئيسية هي مسح الدماغ بتفاصيل كافية للحصول على العقل وإعادة تلك التفاصيل تماماً بشكل اصطناعي. |
Hastalar kendi aralarında organize ettikleri için detayları öğrenmenin bir yolu yok. | Open Subtitles | بما أنّها تُنظم من قبل المرضى أنفسهم فلا يوجد طريقة لنعرف بالتفصيل |
- Bizi görevlendiren müdür yardımcısı Skinner'a göre yaraların detayları hiç açıklanmamış. | Open Subtitles | من طلب مننا النظر في هذا، تفاصيل التشويهات ما كان أبدا مصدر. |
- Bütün kirli detayları istiyoruz. | Open Subtitles | مَع جايك أَعطنا التفاصيلَ القذرةَ المعذرة؟ |
Dürüst olmak gerekirse, bu tarz detayları sormak için kötü bir tavır. | Open Subtitles | و لأكون صريحاً فمن السئ أن تقومي بالسؤال عن مثل هذا التفصيل |
Toplantı ile ilgili detayları oraya varınca bize aktaracaklar. | Open Subtitles | هم سيعطوننا تفصيلات على الإجتماع عندما نصل إلى هناك |
Haritalar, önemli yerlerin detayları, havaalanı bilgileri. | Open Subtitles | خرائط وتفاصيل الأماكن الرئيسية ، مطار المعلومات. |
Dostça oluşmuş ve detayları vardır ama ilgili kişilerce artık unutulmuş olabilir. | Open Subtitles | لقد انتهت وديًا، بكل تفاصيلها الآن، لكن يُمكن نسيانها لدى كل المعنيين. |
Nerede oturduğunu, nerede yemek yediğini, nerede uyuduğunu hayatına dair bütün detayları ben de öğrenebilirim. | Open Subtitles | يمكنني معرفة أين تعيشين وماذا تأكلين ومتى تنامين وكل تفصيلة عن حياتك |
İkinci basamağa yükselirken yaşantımızdaki belirli bilgileri ve detayları süzgeçten geçiririz. | TED | نصعد للدرجة الثانية هنا نقوم باستخلاص المعلومات المحددة والتفاصيل من تجربتنا. |
FBI detayları gizlemekte iyi iş çıkardı ama evet, basında hatırı sayılır bir yer buldu. | Open Subtitles | لقد قام المكتب الفدرالي بعمل جيّد في تقليل التّفاصيل لكن أجل، أخذ الإعلام يلعب دوره |