Hmm. Sanırım devletiniz bu liste için salyasını akıtıyordur. | Open Subtitles | الذي يجب ان تخفيه حكومتك يجب أن يكون لعابها يسيل على تلك القائمة |
devletiniz başkanınız için yapılmış zırhlı bir Cadillac limuzin bile teklif etti. | Open Subtitles | وفرت حكومتك لنا سيارات كاديلاك ليموزين مصفحة كـ اللتي مع رئيسكم |
Elimizde devletiniz tarafından yetki verilen belgeler var. | Open Subtitles | لدينا وثائق مصرحة من قبل حكومتك, |
devletiniz size güvenmiyorsa, siz de devletinize güvenmeyin! - Büyük Biraderi devirmemize katıIın. | Open Subtitles | حكومتكم لا تثق بكم, لا تثقوا بحكومتكم يا رجل, أتساعدنا في هزيمة الرئيس؟ |
Benimle alakası varsa bile devletiniz kanıtlayamaz. | Open Subtitles | حتى لو كان لدي فعل شيء مع الامر لا يمكن أن حكومتكم تثبت ذلك. |
Ne yazık ki devletiniz birçok şeyi açıklığa kavuşturdu, Bayan Benin. | Open Subtitles | .للأسف ."حكومتك وضحت الكثير من الأشياء سيدة "بينن |
devletiniz kardeşimi öldürdü ve beni de öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | حكومتك قتلت أخي وحاولوا قتلي |
devletiniz onu ne zaman salacak? | Open Subtitles | متى ستطلق حكومتك سراحه؟ |
devletiniz, var olan bu yeri tanımaya zorlandıktan sonra ki içinde bulunduğunuz ADC'den bahsediyorum Adalet Bakanı, hükümetinizi temsilen sizinle görüşmekten memnun olacak. | Open Subtitles | كوسيلة لإرغام حكومتك بالإعتراف بوجود هذا المكان، سيّدي الذي أنت فيه الآن، (ج،أ،د) (جمهوريّة ألمانيا الديموقراطيّة) سيكون المدّعي العام مسروراً للمفاوضة معك، كممثّل لحكومتك |
devletiniz. | Open Subtitles | حكومتك |
Burada bulunanlar ve... televizyonları karşısında oturanlar devletiniz sizi yüz üstü bıraktı. | Open Subtitles | لهولاء الموجودين معنا في هذه الجلسة. ولمن يتابعنا عبر التلفاز, لقد خذلتكم حكومتكم. |
devletiniz şu anda onları düşman askerleri olarak kabul ediyor. | Open Subtitles | حكومتكم الآن تعتبرهم أعداءً. |