ويكيبيديا

    "deyişle" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بمعنى
        
    • بعبارة
        
    • بكلمات
        
    • بكلمة
        
    • بتعبير
        
    • وبعبارة
        
    • بكلماتٍ
        
    • بصيغة
        
    • وبكلمات
        
    • وبمعنى
        
    • بمعنىً
        
    • جاز التعبير
        
    • باختصار
        
    • بكلام
        
    Başka bir deyişle, büyük verilerin faydalarına mahremiyeti korurken sahip olabiliriz. TED بمعنى آخر، نحن بإمكاننا التمتع بفوائد البيانات الهائلة مع حماية السرية.
    Bir diğer deyişle, bu veriler bu organizmaları evcilleştirebileceğimizi gösteriyor. TED بمعنى آخر, هذا يوضح أننا نستطيع أن نستأنس تلك الكائنات.
    Diğer bir deyişle, ırkın, biyolojik ya da bilimsel olarak bir tabanı yok." TED بعبارة أخرى، لم يكن للأعراق أي أساس جيني أو مبني على حقائق علمية.
    Diğer bir deyişle, politik olarak haklı olabiliriz ama duygusal olarak yanlış. TED بكلمات أخرى، بإمكاننا أن نكون على حق سياسياً لكن على خطأ عاطفياً.
    Diğer bir deyişle, şeyleri istemiyorum, karşılayacağı ihtiyaçları ve deneyimleri istiyorum. TED بكلمة اخري، انا لا اريد الاشياء، اريد الحاجات والتجارب التي تشبعها.
    Yani başka bir deyişle, bu bilgi meselesi, kaynak değil. TED بمعنى آخر، الأمر متعلق بماذا نعرف وليس بنقص في الموارد.
    Bir başka deyişle en ihtiyaç duyduğu zamanda ülkenize... yardım etmeyi reddediyorsunuz. Open Subtitles بمعنى أخر انت ترفض ان تساعد بلدك في ساعة حاجتها .سيد الينوت
    Bir başka deyişle, izlenemez bir hattan gelen aramayı kabul etmiş. Open Subtitles بمعنى اخر فقد أخذ الرقم واتصل من خط لا يمكن تتبعه
    - ...üzmeyen birisi. - Diğer bir deyişle, senin tam tersin. Open Subtitles فقط لكى يبنى لنفسه دعما بمعنى أخر شخص ما على عكسك
    Diğer bir deyişle; her durumda, ikilem oluşturmayacak tarzda bir çözüme varırsınız. Open Subtitles بمعنى آخر ، سوف تحصل على حل لا يؤدي إلى تناقض أبداً
    Diğer bir deyişle, ben mahkemeye öfke sorunlarının giderildiğini söyleyene dek burada kalacaksın. Open Subtitles لذلك بمعنى أخر أنت هنا حتى أعلم المحكمة أن مشكلة غضبك قد حْلت
    Yani başka bir deyişle, mühimmatı boşa harcamadan veya zayiat vermeden gemileri alabiliyorlardı. TED لذا بعبارة أخرى، كانوا يستولون على السفن دون إضاعة الذخيرة، أو تكبد الخسائرالبشرية.
    Başka bir deyişle, şuradaki ilk bir kaç cümle, bunun bir üzüm bitkisi olduğunu düşünürsek: kök yap, dal yap, çiçek aç gibi şeyler. TED بعبارة أخرى ، الجملتين الأولى هنا لو افترضنا ان هذا الجينوم خاص بنبتة العنب اصنع هنا جذر ، وهنا فرع ، وكوّن هنا زهرة
    Diğer bir deyişle, Bağımsılık Cephesi'nin kazanmaya yetecek askeri gücü yok. Open Subtitles بعبارة أخرى، جبهة التحرير اليابانية لا تملك القوة الكافية لكي تربح
    Başka bir deyişle, araştırmacı arkadaşlarımı öldürdüler ve suçu üzerime attılar. Open Subtitles مما يعني بكلمات أخرى.. أنهم قتلوا مساعديني بالأبحاث ووضعوا اللوم علي.
    Başka bir deyişle, sarhoş bir müşteriyi direksiyon başına geçirdin. Open Subtitles إذاً بكلمات أخرى، سمحت لزبون كان ثملا جدّاً بقيادة سيارة؟
    Başka bir deyişle, Hammond Goa'uld'a bize karşı kullanabileceği bir silah vermiş oldu. Open Subtitles بكلمة أخرى , جنرال هاموند بشكل فعال قدم للجوائولد , سلاح ليستخدموه ضدنا
    Diğer bir deyişle, "Ya her şeyi kazanırsın ya da her şeyi kaybedersin." Open Subtitles بكلمة أخرى، تَرْبحُه كُلّ شيءَ أَو يَفْقدُ كُلّ شيءَ
    Yani diğer bir deyişle, hemen hemen her zaman aşağıdan yukarıya başlar. TED بتعبير مختلف، في معظم الأحيان تبدأ الأشياء من أسفل الهرم لأعلى.
    Diğer bir deyişle, kederli bir anneyi politik araç olarak kullanacak. Open Subtitles وبعبارة أخرى إستغلال أم حزينة كضغط سياسي لن يصدق أحد مصداقيته
    Yani bir başka deyişle, bu şeyi bitir diyorsun. Open Subtitles لشراءِ ذلك السهم. بكلماتٍ آخرى , أُنهي هذا الأمر ؟
    Başka bir deyişle, 10 Eylül de bu resmi gördüğümüzde artık cihazın çalıştığından emindik. Ve bu büyük bir başarıydı. TED بصيغة أخرى، حين رأينا تلك الصورة في 10 سبتمبر عرفنا أن الآلة تعمل وذلك انتصار كبير
    Başka bir deyişle benim değerim kendimi geleneksel otoriteye teslim etmemle garantiye alınmıştır. TED وبكلمات أخرى، القيمة التي كانت مضمونة لي عن طريق تكريس نفسي للسلطات التقليدية
    Diğer bir deyişle: Devlet nasıl doğru politika oluşturabilir? eğer haksızlıkların mevcut seviyelerini ölçemezse. TED وبمعنى أخر: كيف لحكومة أن تصنع سياسات منصفة إذا كانت غير قادرة على قياس مستويات عدم الإنصاف الحالية؟
    Başka bir deyişle fay, o zamandan beri kayıyor. Open Subtitles بمعنىً آخر، ما زال الصدع ينزلق منذ ذلك الحين.
    Diğer bir deyişle katilin nedenini. Open Subtitles الدافع، إذا جاز التعبير.
    Bir başka deyişle: Yapayalnızsın artık diyor! Open Subtitles باختصار ، انتهي بي الأمر أن أصبح وحيداً
    Bir diğer deyişle, belki de sorun gaziler değil, belki de sorun bizizdir. TED بكلام آخر، لربما كانت المشكلة ليست في المحاربين والجنود، ربما كانت المشكلة بنا نحن.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد