Televizyonda olmak diğer şeyleri de kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | كما أن ظهورك بالتلفاز يسهل عليك الأمور الأخرى |
Evet, demek istediğim belki diğer şeyleri de seversin. | Open Subtitles | أجل, أعني, قد تحبّين الأمور الأخرى أيضاً. |
Sende doğuştan bulunan diğer şeyleri kendim düşünebilirim. | Open Subtitles | استطيع ان افكر في اشياء اخرى اتتك بالفطرة |
Yaptığımız diğer şeyleri düşünün, ikizleri düşünün mesela. | TED | و بينما أنت تفكر في أشياء أخرى قد قمنا بفعلها فكر بالتوائم |
Dave, sana banka hesabını açıklayamam. diğer şeyleri açıklayabilirim. | Open Subtitles | ديف ، لا أستطيع أن أوضح أمر الحساب المصرفى و لكن يمكننى أن أوضح بقية الأمور |
Anlamadığım şey bu. Anlamadığım diğer şeyleri bir kenara bırakalım. | Open Subtitles | هذا ما لا أفهمه إضافة إلى الأشياء الأخرى التي لا أفهمها |
Ve benim görmediğimimi düşünüyorsun... orada onun gözlerine nasıl baktığını... ve saçlarını okşadığını ve diğer şeyleri. | Open Subtitles | وهل تعتقد اننى لم ارى تلك ..النظره فى عينيك هناك ولمسك لشعرها وبعض الاشياء الاخرى مثل هذا |
Yeni yılda sadece yapmayı hayal ettiğimiz şeyleri yapmaya ve diğer şeyleri bir daha yapmamaya karar veririz. | Open Subtitles | في السنة الجديدة نعتزم أن نفعل أشياء حلمنا دوما بفعلها وعدم فعل أشياء اخرى مجددا. |
Ona diğer şeyleri kenarda tutmasını ve seçimlere hazırlanmasını söyle. | Open Subtitles | أقول له للحفاظ على الأمور الأخرى جانبا .. .. والبدء في التحضير للانتخابات. |
Yani, tarih bunu yazar, diğer şeyleri değil, değil mi? | Open Subtitles | حسنٌ, التاريخ هو المهم وليست الأمور الأخرى, أصحيح؟ |
Kız kardeşini nasıl intihara sürüklediğini ve diğer şeyleri. | Open Subtitles | حول كيف قدّتِ أختك الصغيرة إلى الإنتحار وبين الأمور الأخرى |
Kocanızın sabıka dosyası kabarık yanına diğer şeyleri de eklersek yani aile içi şiddet gibi şeyleri- | Open Subtitles | مع سجلُ زوجتِك ، سيدتي أذا وضعنا هذا مع بعض الأمور الأخرى مثل سوء معاملتِك أو شيئاً ما |
Evet,o benim için diğer şeyleri düzeltiyor, sanki" geleneksel kötülüklere düşmanlık," | Open Subtitles | نعم، هي تختلق اشياء اخرى عنيّ لتثبيت، "مثل العداوة على المبادىء الأخلاقية التقليدية، |
diğer şeyleri giymek saçma geliyor. | Open Subtitles | مما يجعل ارتداء اشياء اخرى تبدو خاطئة |
Ama bazen, kompozisyondaki yapıdan dolayı kompozisyondaki hiyerarşiden dolayı, diğer şeyleri görmek güçleşir. | TED | لكن في بعض الأوقات، بسبب التركيب التكويني بسبب التكوين الهرمي، من الصعب رؤية أشياء أخرى. |
Monica, annen, belki basketbolun yanında diğer şeyleri de düşünmeye... başlamanın zamanı geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | مونيكا , امك تحاول ان تقول انه حان الاوان ان تفكري عن أشياء أخرى بجانب كرة السلة |
Dave, banka hesabını açıklayamam. - diğer şeyleri açıklayabilirim. | Open Subtitles | ديف ، لا أستطيع أن أوضح أمر الحساب المصرفى و لكن يمكننى أن أوضح بقية الأمور |
Tabloyu ve çaldığınız diğer şeyleri bana verin. | Open Subtitles | أعطني اللوحة وتلك الأشياء الأخرى التي سرقتها |
Ben de diğer şeyleri yaptım. | Open Subtitles | لذا كان علي فعل الاشياء الاخرى |
Ve sonra söylediğin diğer şeyleri hatırlamaya başladım. | Open Subtitles | ثم بعد ذلك بدأت اتذكر أشياء اخرى قلتها انت, |
Seni tanıdığım ilk günden beri yaptığın tek iş haddini aşmak, kanser şüphelilerine kazık attığın gün başlattığın, yaptığın diğer şeyleri hiç saymıyorum bile. | Open Subtitles | منذ أن قابلتك كل ما قمت به هو التعدي على الخطوط الذي بدأ بتحطيم مرضى السرطان ولا داعي لذكر كل شيء آخر قد فعلته من حينها |