Bu adamlar diğerlerinden daha güçlü ve daha dayanıklıdır buna bile direnmişlerdir. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال أقوى وأكثر صموداً عن أي من الآخرين وقد خضعوا لذلك |
Eğer kazanmak için diğerlerinden daha çok çalışmışsanız kaybedince herkesten çok üzülürsünüz. | Open Subtitles | ،عندما تعمل بجد وتعمل أكثر من الآخرين .فإنّك تعاني كثيراً عندما تخسر |
Böylelikle bazı insanları diğerlerinden daha dayanıklı yapan şeyin ne olduğunu anlamak üzere yola çıktım. | TED | و قررت أن أجد السبب الذي يجعل بعض الناس أكثر مرونة من الآخرين. |
Günün birinde özgürlüğümüze diğerlerinden daha minnettar olacağız sence de öyle değil mi? | Open Subtitles | في بعض الأيام نقدر حريتنا أكثر من غيرها ألا توافقني على ذلك ؟ |
Bazı seçmenlerin diğerlerinden daha fazla etkisi olması adil görünmüyor. | TED | لا يبدو عادلاً أن يحصل بعض المنتخبين على تأثير أكثر من غيرهم. |
Gün geçtikçe, cerrahi gelişmeleri ve tartışmalı pubik tıraşları ile tanınan bir dünyada tek bir kişi diğerlerinden daha dik durabiliyor, ya da durabildi mi desek? | Open Subtitles | وفي عالم معروف بهذه الشروط هناك أداء يكون أكثر من البقية |
Yüzüğü takan bütün Fenerler arasında bir tanesinin ışığı diğerlerinden daha parlaktı. | Open Subtitles | من بين كل الفوانيس الذين ارتدوا ذلك الخاتم، ثمّ واحد لمع ضوءه أكثر من الجميع. |
Kendilerini farklı boyutlarda olmak üzere, daha güzel, daha akıllı ve diğerlerinden daha önemli görüyorlar ve özel davranılmayı hak ettiklerini düşünüyorlar. | TED | وبدرجات مختلفة يعتقد النرجسيون أنهم أفضل مظهرأ وأذكى وأكثر أهمية من الآخرين وبأنهم يستحقون معاملة خاصة. |
"B.M.", onun ilk harfleri diğerlerinden daha büyük. | Open Subtitles | بي. إم . حروف اسمها الأولى أكبر من الآخرين. |
Neden korktum bilmiyorum ama ... bu beni diğerlerinden daha güçlü yapmıştı. | Open Subtitles | وهذا ما جعلني أقوى من الآخرين الذين لم يعرفوا لماذا فعلت ذلك وصرت خائفاً. خشيت أن أتضرر, نفسيا,.. |
Ama buna rağmen sanatsal açıdan diğerlerinden daha kusurlular. | Open Subtitles | لكنهم مع ذلك درجة العيوب الفنيّة فيهم أكبر من الآخرين بأي شكل ؟ |
Sen diğerlerinden daha iyi yaptın. Bunu bitirme şansın olacak. | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك أحسن من الآخرين أنت ستحصل على فرصة لإنتهاء هذه. |
Sen diğerlerinden daha iyi yaptın. Bunu bitirme şansın olacak. | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك أحسن من الآخرين أنت ستحصل على فرصة لإنتهاء هذه. |
Bazı renk boyaları atmak, diğerlerinden daha zordur ve komplikasyonlar olabilir. | TED | لكن بعض ألوان الحبر تكون إزالتها أصعب من غيرها وقد تحدث مضاعفات. |
En yüksek direkler diğerlerinden daha iyi bağlantısı olan ve daha fazla işaret edilen sayfaları gösteriyor. | TED | أعلى أكوام تتوافق مع تلك المواقع والتي بطريقة ما أفضل ترابطاً من الأخرى، أكثر بروزاً من غيرها. |
Bazılarımız diğerlerinden daha iyi olabilir ama yargılayamazsın. | Open Subtitles | لمجرد أن بعضنا متمكنون منها أكثر من غيرهم لا يمكن أن تقسو عليهم |
Evet, bazıları bu izinleri diğerlerinden daha çok hak ediyor. | Open Subtitles | اها، وفي ناس كان يستحقوا أكثر من غيرهم |
Kendini imha ediyorken bile, daha fazla çuvallamak, kaybetmek, ölmek ve diğerlerinden daha fazla kokmak zorundasın. | Open Subtitles | حتى و أنت محطم نفسياً, يجب أن تفشل أكثر و تسقط أكثر تموت أكثر من البقية, تكون مقرفاً أكثر من البقية |
Yüzüğü takan bütün Fenerler arasında bir tanesinin ışığı diğerlerinden daha parlaktı. | Open Subtitles | من بين كل الفوانيس الذين ارتدوا ذلك الخاتم، ثمّ واحد لمع ضوءه أكثر من الجميع. |
diğerlerinden daha iyi olduğunuzu sanmayın, hadi iş başına. | Open Subtitles | أنت ليس أفضل مِنْ أي شخص آخر، لذا دعنا نَذْهبُ، دعنا نَصِلُ إلى العمل. |
Şüpheli de bunu biliyordu çünkü onu diğerlerinden daha çok izledi. | Open Subtitles | وهو عَرفَ بأنّ لأن صَرفَ وقت أكثر الذي يُراقبُها مِنْ الآخرين. |
Örnegin bazı insanların böcekler tarafından diğerlerinden daha sık ısırıldığını farketmiş miydiniz ? | TED | على سبيل المثال، هل لاحظت سابقا كيف أن بعض الناس يتم قرصهم من البعوض مرات أكثر بكثير من الاخرين ؟ |
Annem diğerlerinden daha fazla çalışıyordu, ama hâlâ doğum sinyali yoktu. | Open Subtitles | أمي تعمل أكثر من الأخريات لكن لاأثر للولادة |
Bazılarımız korkularımızı diğerlerinden daha dikkatle okur. | TED | الآن, منا من يقرأ, مخاوفنا عن كثب أكثر من البعض الأخر |
Tabii ki zaman zaman benciliz, bazılarımız da diğerlerinden daha bencil. | TED | وبالتأكيد نكون أنانيين أحياناً، والبعض أكثر من غيره. |
Hepimiz günahkarız burada. Evet, bazılarımız diğerlerinden daha fazla. | Open Subtitles | ـ جميعنا مذنبين هنا ـ أجل البعض أكثر من الآخر |