Eskiden bir kadınla yaşayan birisi tabi ki diğerlerinden farklı olacak. | Open Subtitles | الرجل الذي عاش مع مرأة من قبل في الحقيقة هو مختلف عن الآخرين |
Hayır, Zachary diğerlerinden farklı. | Open Subtitles | لا , زاكري , هو نوعا ما مختلف عن الآخرين |
Okumuş etmiş, iyi aileden, diğerlerinden farklı. | Open Subtitles | إنه قارىء نهم, وسمعته طيبة, ببساطة إنه مختلف عن البقية. |
Ama diğerlerinden farklı bir hedef vardı. | Open Subtitles | كانهناكهدفواحد مختلف عن البقية |
diğerlerinden farklı değildi. | Open Subtitles | لا يختلف عن الكثيرين مما عرفتهم. |
Bu vaka diğerlerinden farklı hissettiriyor. | Open Subtitles | تبدو هذه القضية مُختلفة عن القضايا الأخرى |
Oraya senden önce gitmiştim ve cesedin diğerlerinden farklı görünmesi dikkatimi çekti. Kesik parçalar soğuktu. | Open Subtitles | ولاحظتُ أن الجثّة بدت مختلفة عن الأخريات |
Bu, oğlanın diğerlerinden farklı olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | و هذا ما سيؤدي إلى إنفصال الصبي عن الأخرين |
Bu beni diğerlerinden farklı yapar. | Open Subtitles | السبب الذي يجعلني مختلف عن الآخرين |
Onun diğerlerinden farklı olduğunu hemen anladım. | Open Subtitles | عرفت حالاً أنه مختلف عن الآخرين |
Biri diğerlerinden farklı. | Open Subtitles | أحدهم .. مختلف عن الآخرين |
diğerlerinden farklı olanı. | Open Subtitles | مختلف عن الآخرين |
Sadece diğerlerinden farklı. - Oh, lütfen. | Open Subtitles | إنه فقط مختلف عن البقية. |
diğerlerinden farklı biri. | Open Subtitles | إنه مختلف عن البقية. |
diğerlerinden farklı değildi. | Open Subtitles | لا يختلف عن الكثيرين مما عرفتهم. |
Sizin biyolojik imza olarak diğerlerinden farklı olduğunuzu tespit ettiğim için kendimi çalıştırdım. | Open Subtitles | لقد قمت بتشغيل نفسي عندما إكتشفت أن بصمتكم الحيوية مُختلفة عن بصمتهم |
diğerlerinden farklı. | Open Subtitles | مختلفة عن الأخريات |
Ve senin diğerlerinden farklı hissetmene neden olur. | Open Subtitles | ويشعرك بأنك مختلفة عن الأخرين |