Şimdi her bir kökucunun diğerleriyle bir ağ örgüsü altında çalıştığını düşünelim. | TED | الان لنتصور ان كل رأس جذر يعمل كجزء من شبكة مع الآخرين |
Ayrıca, Riley benim yerime diğerleriyle çıkıyor. Her şeyin kontrol altında olduğuna eminim. | Open Subtitles | رايلي يحل محلي الآن مع الآخرين أنا متأكدة من أنهم يسيطروا علي الوضع |
diğerleriyle el sıkıştığına göre, bence iyi bir sebebi vardır. | Open Subtitles | إن كان يصافح الآخرين فأنا واثق أن لديه أسباب مقنعة |
Ben diğerleriyle gidiyorum, orada buluşuruz. Haritayı al. | Open Subtitles | ساخذ الاخرين واقابلك هناك وخذ الخريطةمعك |
Devam etmeliyiz. diğerleriyle derenin orada buluşmalıyız. | Open Subtitles | علينا مواصلة المسير، علينا الاجتماع بالآخرين عند الجدول |
Oh, Yardımcım diğerleriyle toplantıdayken bu meseleyle ilgili ağzını sıkı tutmanı istiyorum. | Open Subtitles | أيها النائب عندما نكون في الإجتماع مع الآخرين أريدك أن تخفي الموضوع |
İltica yolları farklı ama diğerleriyle ortak bazı noktalar bulduk. | Open Subtitles | طريقة إرتداده كانت مختلفة لكننا وجدنا قاسم مشترك مع الآخرين |
- Ben de ayrılmanı istemiyorum. Fakat diğerleriyle gitmen gerek. | Open Subtitles | ولا أنا كذلك، ولكن لا بدّ وأن ترحلين مع الآخرين |
Böylece deneyimlerimi diğerleriyle paylaşıyorum. | TED | وبذلك تمكنت من مشاركة تجربتي مع الآخرين |
Bunlar diğerleriyle bir diyalog yürütüp birlikte ortak bir anlama ulaşmada sana yardımcı olacak. | TED | سيساعدك ذلك في العمل على المشاركة في الحوار مع الآخرين ومن أجل التوصل معاً إلى فهم مشترك. |
Sevdiğim an işte o ve diğerleriyle paylaşmayı sevdiğim an o. | TED | تلك هي اللحظة التي أحبها تلك هي اللحظة التي أحب تقاسمها مع الآخرين. |
Fakat bu bile eksiktir çünkü tek bir metropolü diğerleriyle olan bağlantısını anlamadan anlayamazsınız. | TED | ولكن حتى هذه غير مكتملة لأنه لا يمكنك أن تفهم أي مدينة ضخمة دون فهم علاقاتها مع الآخرين. |
Kabileleşme büyük toplumlar yaratmamızı ve diğerleriyle mücadele edebilmek için bir araya gelmemizi sağladı. | TED | وتسمحُ لنا هذه القبلية لإحداث مجتمعات كبيرة والتجمع معًا من أجل المنافسة مع الآخرين. |
Şüphesiz, diğerleriyle aynı kamusal alanların birçoğunu paylaşmadık. | TED | بالطبع، لم نتمكن من مشاركة الكثير من الأماكن العامة ذاتها مع الآخرين. |
Prens diğerleriyle nasıl ilişki kuracağına ve intikamını nasıl alacağına dair sürekli gelgitler yaşıyor. | TED | فترى الأمير يؤجل ويتردد على الدوام في حسم كيفية التواصل مع الآخرين وكيفية الأخذ بالثأر |
Hastalar kendi deneyimlerinde uzmanlardır... ...ve bu deneyimleri diğerleriyle paylaşabilirler. | TED | المرضى هم الخبراء بشأن تجاربهم الخاصة، و يمكنهم مشاركة تجاربهم مع الآخرين. |
diğerleriyle orada ölmüş olmalıydık. | Open Subtitles | كان علينا ان نموت مع الاخرين هل اخذت ما تريد لم اقترب حتى |
Ve rüyamızda gördüğümüz herşeyi diğerleriyle paylaşıyoruz. | Open Subtitles | وكل شيء حلمنا به تم ربطه شبكيا مع الاخرين |
diğerleriyle başlasak daha iyi. | Open Subtitles | إلاّ عندما يكون على المسرح أمام 200 شخص، أرى أنّ علينا البدء بالآخرين |
diğerleriyle konuşmadan önce senin buna hazır olduğundan emin olmam gerek. | Open Subtitles | قبل أن أتحدث مع الأخرين يجب أن أعرف أنك مستعد لهذا. |
Oysa içiniz, diğerleriyle aynı şey için yanıp tutuşur. | Open Subtitles | بداخلكن ، إنكن تتقن لنفس ما تتوق إليه الأخريات |
diğerleriyle birlikte çalıştı ama son kontrolleri yaparken kendi kendine kapandı. | Open Subtitles | لقد عملت مع بقيتهم ولكن حين أجرينا الإختبار الأخير إنها فقط... |
diğerleriyle burada karantina altındayız. | Open Subtitles | نحن هنا فى الحجر الصحى مع الناجون الأخرون |
O zaman, en azından diğerleriyle birlikte oluruz. | Open Subtitles | اقله سوف نكون مع البقيه |
Uslu olsaydın, diğerleriyle birlikte sen de izlerdin. | Open Subtitles | إن كنتِ جيدة لكان بإمكانك المُشاهدة مع البقيّة |
Bebeğinizin diğerleriyle hiçbir benzerliği yok. | Open Subtitles | ليس هناك تشابهات بين طفلك الرضيع والآخرون. |
Bu bebeği yatağına götüreyim. diğerleriyle tanıştırayım. | Open Subtitles | لآخذ هذه الطفلة إلى الفراش وأقوم بتعريفها على الآخريات |
diğerleriyle beraber birkaç gün gözden ırak olun. | Open Subtitles | أنت والآخرين من الأفضل أن تهدأوا لبضعة أيام |
diğerleriyle beklemeni söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أن تبقى هناك مع الباقين |