Berlin'e Dikenli tellerin içinde ne olduğunu çekebilmek için geri gittim. | Open Subtitles | عدت إلى برلين لإلتقاط هذه الصورة من داخل الأسلاك الشائكة |
Üç gün sonra beton bloklar, Dikenli tellerin yerini almaya başladı. | Open Subtitles | بعد ثلاثة أيام، بدأت الكتل الخرسانية تحل محل الأسلاك الشائكة |
Dikenli tellerin diğer tarafı görmemeni bizzat sağlayacağıma emin olabilirsin. | Open Subtitles | وأنا شخصيًا سأتأكد، ألا تخرج من وراء الأسلاك الشائكة. |
Dikenli tellerin yanında çalışıyordu ve korkunç çığlıklar duyuyordu. | Open Subtitles | كان يعمل خلف الاسلاك الشائكة وكان يسمع صراخ فضيع |
Ve kendimi Romanya'nın ortasında, Dikenli tellerin arkasında bulmuştum. | Open Subtitles | وراء اثني عشر قدما من الاسلاك الشائكة في وسط رومانيا |
Şu Dikenli tellerin oradan geldim. | Open Subtitles | أوقف السيارة لقد خرجت من سور الأسلاك الشائكة ذلك المُتواجد هُناك |
Küçük kız kardeşim: "Anne eve geri dönelim" dedi. Çünkü Dikenli tellerin arkası bizim için evdi. | TED | قالت أختي الصغيرة، "ماما دعينا نعود للبيت،" لأن خلف الأسلاك الشائكة كان بالنسبة لنا البيت. |
Dikenli tellerin 1,5 kilometre içerisinde efendim. | Open Subtitles | بالخلف من حوالى ميل من الأسلاك الشائكة |
Dikenli tellerin arasından bir daha mavi gökyüzünü görmek istersen tıpkı bir Chihuahua gibi takla atman gerekecek. | Open Subtitles | إذا أردت ان ترى السماء الزرقاء مجدداً ، وليس خلف الاسلاك الشائكة عليك ان تدور مثل كلب تشيهواهوا |
Dikenli tellerin arası da çam ağacı dallarıyla sarılmıştı. | Open Subtitles | ومع الاسلاك الشائكة... وضعوا أغصان شجر الصنوبر |