Bunu biraz anlatır mısın? Çünkü çok fazla insanın dikkatini çekti. | TED | هل يمكنك أن تحدثينا عنه، لأنه لفت انتباه كثير من الناس؟ |
Başpiskoposun dikkatini, küçük bir nokta üzerinde lorduma saygıyla çekebilir miyim? | Open Subtitles | هل لي بكل احترام أن استرعي انتباه مولاي المطران لنقطة صغيرة؟ |
Koş, daha hızlı. Hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin verme. | Open Subtitles | اجري ، بسرعه ، استمرى اتركى كل شىء يصرف انتباهك |
Şimdi, dünyanın dikkatini bir anda üzerine çeken duyurunun ayrıntılarına geçiyoruz. | Open Subtitles | و الآن، إلى تفاصيل ..الإعلان المفاجئ الذي جذب إنتباه العالم كله |
Diğer kişiliğin ise dikkatini konunun diğer yüzüne çekmeye çalışıyor. | Open Subtitles | ولكن نفسك تحاول تغيير إنتباهك نحو الطرف الآخر من النقاش |
Art sırtındaki bir adam, dikkatini hem atına, hem silahına verir. | Open Subtitles | على الرجل الذي يمتطي الجواد أن يوزع انتباهه على حصانه ومسدسه |
Senin yerinde olsaydım, kimsenin dikkatini çekmezdim, özellikle de Neera'nınkini. | Open Subtitles | ما كنت لأجذب انتباه أحد لو كنت مكانك، وبالذات نيرا |
Bir kızın dikkatini çekmek için bir dolu ilaç içtim. | Open Subtitles | ابتعلت الكثير من الحبوب لأجذب انتباه امرأة، هل تصدق ذلك؟ |
Yeterince kuvvetli vurursan birinci kattakilerin dikkatini üzerine çekmiş olursun. | Open Subtitles | لو لكمته بشدة ستقدر على أخذ انتباه الحراس للدور الأرضي |
Anlamıyorsun. Tamam mı? dikkatini çekmek için kendimi küçük düşürdüm. | Open Subtitles | لا تفهمين , أُذللت و أنا أحاول أن أجلب انتباهك |
Bu yer dikkatini çekmek isteyen damarlı kart tavuklarla dolu. | Open Subtitles | هذا الحي مليء بأصحاب عواجيز والذي من شأنه لفت انتباهك |
Anında herkesin dikkatini çekmişti. Çünkü Dünya'ya çarpma olasılığı hayli yüksekti. | Open Subtitles | وفي الحال نال إنتباه الجميع لأن إحتمالية التصادم أصبحت عالية جدا |
Askerlerin dikkatini başka tarafa çekip bir paraşüt getirebilecek var mı? | Open Subtitles | هل يمكن لأحدكم أن يشتت إنتباه هؤلاء الجنود ويحضر أحد مظلاتهم؟ |
Bilgisayar açıldığı zaman sabit diski silmen için dikkatini dağıtacak hiçbir şey yapmayacaksın. | Open Subtitles | لا شيء يَصْرفُ إنتباهك مِنْ مَسْح ذلك القرص الصلبِ ملاحظة, ذلك الحاسوبِ يعمل |
Tabii ki en önemli şey: dikkatini vermeyi öğrenmek, yoğunlaşmak ya da odaklanmaktır. | TED | وبالطبع، الشئ الرئيسي: تعلم الإنتباه، التركيز على شد إنتباهك. |
dikkatini çekmek istedim sadece. Ama nasılsa kafasının tam arkasına çarpıyor. | Open Subtitles | كنت أقصد استرعاء انتباهه فحسب، وبطريقة ما صدمته بمؤخرة رأسه تماماً |
Erkeklerin dikkatini dağıtırlar ve akılları başlarında durmaz o yüzden. | Open Subtitles | لأنهن يشتتن روّاد الفضاء الرجال فيعجزون عن التركيز على الطريق. |
Simone'nin dikkatini çeken mikroskoba dayalı. | TED | إنه يعتمد على المجهر الذي أثار اهتمام سيموني. |
Ve sen dikkatini tümüyle sesime verirken, bu arada yavaşça gevşemeye başlıyorsun. | Open Subtitles | .. وأثناء تركيزك الكلي بصوتي ستبدأ بالاسترخاء |
Onların dikkatini çekmek senin işin. Artık kimse sorumluluk almıyor. | Open Subtitles | من واجبك أن تسترعي انتباههم لا حد يتحمل المسؤلية هنا |
Hayır, onunla bir şeyler içip dikkatini dağıtmak zorundasın, böylece telefonunu ele geçireyim. | Open Subtitles | كلا،عليك فقط تناول مشروب معها وصرف إنتباهها حتي أتمكن من الحصول علي هاتفها |
Bir oda dolusu, aşırı sıkılmış gencin dikkatini nasıl çekersiniz? | TED | كيف تجذب الانتباه بغرفة مليئة بالمراهقين الضجرين إلى أبعد الحدود؟ |
Stansfield, neden sadece dikkatini yola vermiyorsun ve ben de şu görüşmeyi yapayım. | Open Subtitles | ستانسفيلد لماذا لا تركز فى القياده فقط وأتركني أنسجم فى إجراء إتصالي إنتظر |
Burada sana ruhumu açıyorum. En azından birazcık dikkatini verebilirsin. | Open Subtitles | سولي، أنا أعرض روحي هنا وأقل ما يجب هو أن تنتبه لي |
Yani şu besleyici kadının dikkatini çekmek için kardeşinle rekabet mi ediyorsun? | Open Subtitles | أنت تتنافس مع أخيك إذن على أنتباه أمرأة كبيرة و حانية؟ |
Dün, dikkatini bay Kuvvetli'ye vermen için bayağı uğraştım. | Open Subtitles | لقد حاولت جاهدا بالأمس ان أثير اهتمامك بالسيد كوفاتلى |