Gösterişli bir çeşit aksesuar ile tanıkların dikkatini dağıtmaya çalışıyor. | Open Subtitles | التأثير الباهر لمحاولة تشتيت الشهود اذن لا توافق بين اقوال الشهود لديك |
Köpeğin dikkatini dağıtmaya çalışmak iyi bir fikirmiş gibi görünse de saldırıya uğrama anını genelde birkaç saniye geciktirmekten öteye geçemez. | Open Subtitles | محاولة تشتيت إنتباه الكلب تبدو فكرة جيدة ولكن كل ما تفعلة هو تأخير هجوم الكلب لثواني قليلة |
dikkatini dağıtmaya çalışıyordum çünkü sürekli kendi iyiliğimi düşünürken senin iyiliğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | حسنا، اسمع، كنت أحاول تشتيت انتباهك، أجل، لكن لأنني كنت أفكر بما هو جيد لي، وليس ماقد يكون جيدًا لك. |
Coleman, Hirscheiser'in dikkatini dağıtmaya çalışıyor. | Open Subtitles | (فينس كولمن) في القاعدة الأولى، يتراقص خلفاً و أماماً محاولاً تشتيت (هرشايزر). |
80'lerin aşk şarkılarıyla Kenji'nin dikkatini dağıtmaya çalışmaktan vazgeç. | Open Subtitles | توقف عن تشتيت (كينجي) بكلمات من أغنية بالثمانينات |