Noel bütün dinlerden insanların bir araya gelip İsa'ya dua ettikleri bir zamandır. | Open Subtitles | الكرسمس هو وقت يجمتع به الناس بختلف الأديان ليبجلوا اليسوع |
bu ayinler tüm dinlerden birşeyler içeriir | Open Subtitles | ولكن هناك بعض العناصر داخل هذه الطقوس هي مشتركة بين جميع الأديان |
Aslında, Leslie bütün dinlerden iğreniyordu. | Open Subtitles | في الواقع، كانت ليزلي تكره كل الأديان المُنظمة |
Bridget onların haklarını savunuyor. Hastaların bütün dinlerden geldiğini ve birbirinden farklı ferahlama objeleri olduğunu söylüyor, bu bazen mukaddes bir tesbih, bazen sembolik bir tüy olabilir ve hepsi desteklenmelidir. | TED | وتحدثت عن كيف دافعت عنه وقالت إن المرضى يأتون من ديانات مختلفة ويستخدمون أدوات مختلفة بحثاً عن الراحة، سواء كانت مسبحة مقدسة أو ريشة رمزية، يجب أن نستوعبها جميعاً. |
Görüyor musun? Joe çeşitli dinlerden çalıyor. | Open Subtitles | أترى، (جو) يسرق من ديانات عدة |
Ama onları İncil'den Kuran'dan dünyadaki dinlerden kutsal yazılar olarak çevirdin. | Open Subtitles | لكنّك ترجمتهم كنصّ... من التوراة، من القرآن... كتاب مقدّس من الأديان حول العالم. |
Tüm kurulu dinlerden bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن جميع الأديان المنظمة |
Şimdi Bronx'ta bir hemşire ve hayatın bütün katmanlarından, bütün dinlerden çok çeşitli bir hasta grubuyla ilgileniyor. | TED | وهي الآن كممرضة في (برونكس)، لديها مجموعة متنوعة بحق من المرضى الذين تقوم على رعايتهم، من كل جوانب الحياة، ومن مختلف الأديان. |