Peki beni Dinleyeceğini nerden çıkarıyorsun? | Open Subtitles | لن تستمع لي ومالذي يجعلك تعتقدين بأنها ستستمع لي؟ |
Dinleyeceğini sanmamıştım ama yardım etmemi bekliyorsan dikkatini vermiyorsun demektir. | Open Subtitles | ,لم أظن أنك ستستمع لي, لكن إن كنت تتوقع أنني سأساعدك فإنك لم تكن منتبها |
Ama kimsenin Dinleyeceğini sanmam. | Open Subtitles | نعم انا اعرف الأمور كلها انا فقط لا اظن ان احدا سيستمع |
Seni Dinleyeceğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | ما الذي يجعلكِ تعتقدين أنه سيستمع إليكِ؟ |
Yeterince bağırınca birilerinin beni Dinleyeceğini sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أفكر إن صرخت بصوت عالٍ كفاية ربما أن احدهم سيصغي |
Buna izin veremem. O halde ona benimle buluşmasını söyle. Seni Dinleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | إذاً أطلبي منه أن يلتقي بي أعلم من أنه سيصغي إليكِ |
Ve seni Dinleyeceğini de sanmıyorum. | Open Subtitles | و لا أظن أنها ستنصت لكِ |
Ve şu an, senden başka birini Dinleyeceğini sanmıyorum. Edward. | Open Subtitles | و أشـك فـي أنـه سينصت لأحـد غيـرك الآن |
Nerede olduğunu bilseydim bile beni Dinleyeceğini nereden çıkarıyorsun? | Open Subtitles | حتى لو أعرف أين هو، ما الذي يجعلك تعتقد بأنه سوف يستمع إليّ ؟ |
Dinleyeceğini düşünmemiştim. Beni kimse dinlemez ki. | Open Subtitles | لم أكن أظن أنها ستصغي إليّ لا يصغي إليّ أحد أبداً |
Dinleyeceğini söylemişsin, ben de geldim. | Open Subtitles | لقد قلت بأنك ستستمع لي، لذا ها أنا ذا |
Ne istersem Dinleyeceğini söylemiştin! | Open Subtitles | قلت بأنك ستستمع إلى كل ما سأقوله |
Sizi Dinleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها ستستمع إليك |
- Ben Albay Johnson. - Dinleyeceğini tahmin etmiştim. | Open Subtitles | ^معك العقيد ^جونسون - ظننت انك ستستمع - |
Lafımı dinler. Dinleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | سيستمع إلي ، أنا أعلم أنه سيفعل ذلك |
Sana beni Dinleyeceğini düşündürten ne? | Open Subtitles | ما الذّي يجعلك تعتقد أنّه سيستمع إليّ؟ |
Seni Dinleyeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | - دعني أكلّم (سوير) - لمَ تظنينه سيصغي إليك؟ |
Seni Dinleyeceğini nereden biliyorsun? | Open Subtitles | -ما الذي يجعلك تظنّين أنّه سيصغي إليكِ؟ |
Yale'in gerçekten seni Dinleyeceğini mi sandın? | Open Subtitles | هل ظننت فعلا أن (يال) كانت ستنصت لك؟ |
Richie'nin sana gerçekten saygı duyduğunu ve seni Dinleyeceğini söyledi. | Open Subtitles | قال إن (ريتشي) يحترمك حقاً، وأنه سينصت إليك |