Ben bu ampulün altında viski içerken, sen de radyatörün sesini dinleyeceksin. | Open Subtitles | أنت تستمع لهسهسة ألراديو بينما اشرب أنا الويسكي تحت هذا المصباح المكشوف |
Beni dinleyeceksin... yeterine dinlersen oğluna kavuşacak ve güvende olacaksın. | Open Subtitles | ، و تستمع إلي ،إذا فعلت ذلك بالقدر الكافى .. فلسوف تجد إبنك بأمان و بحالة جيدة |
Sana söylediğim her sözü dinleyeceksin, sana dediğim her şeyi yapacaksın, yoksa seni kendim vururum. | Open Subtitles | أنت ستستمع إلى كلّ كلمة أخبرك بها ..وتفعل كلّشيء أخبرك،. أو سأضربك بنفسي. |
Onun iyi biri olmadığını söylemiştim. Ne zaman beni dinleyeceksin ? | Open Subtitles | اخبرتك انه لم يكن أمرآ جيد متى ستستمعين لي |
Beş dakika mı? Söyleyeceklerimi beş dakika boyunca dinleyeceksin... ..ve o senin olacak. | Open Subtitles | ستسمع إلى ما أريد قوله في خمسة دقائق |
Bugün, onun yerine beni dinleyeceksin. | Open Subtitles | ولن تكون هنا. اليوم، ستصغي إلي بدلاً من. |
Ben konuşacağım en azından biraz ve sen de dinleyeceksin. | Open Subtitles | أنا سوف أتحدث قليلاً على الأقل و أنتِ سوف تستمعين. |
Ve bu sefer sen beni dinleyeceksin. Onu öldürmeniz gerekmezdi! | Open Subtitles | هذا عالمنا وليس عالمك ولمرة في حياتك، عليك أن تصغي للآخرين |
Çocuklarla konuşacak Noel'de ne istediklerini soracak, onları dinleyeceksin. | Open Subtitles | ..كما تعلم ، تتحدث للاطفال تسألهم ماذا يريدون لعيد الميلاد تنصت لهم |
Ama bu kişi her kimse sen de onun hikayelerini dinleyeceksin... | Open Subtitles | و لكن أياً كانت تلك التي ستتحمل منك ذلك فعليك ان تستمع لقصصها أنت الآخر، |
Onu dinleyeceksin kadın olmasının önemli olmadığını, onu sevdiğini ve yanında olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | وسوف تستمع إليها وستخبرها أنك تحبها وأنك ستظل دائماً معها |
Şu andan itibaren beni dinleyeceksin, söylediğim her şeyi. | Open Subtitles | يجب أن تستمع إلي، لكلّ ما أقول، من الآن وصاعدًا |
Bu tükenmiş ve kimsenin duymadığı aktörü mü dinleyeceksin? | Open Subtitles | هل ستستمع إلى هذا الممثل الذي أكل عليه الدهر وشرب وغـالبا لم يسمع به أي أحــد؟ |
Çünkü fıkramı bana acıdığın için dinleyeceksin. | Open Subtitles | لأنّك ستستمع إلى النكتة وكأنّك تشفق عليّ |
Onun iyi biri olmadığını söylemiştim. Ne zaman beni dinleyeceksin? | Open Subtitles | اخبرتك انه لم يكن أمرآ جيد متى ستستمعين لي |
Haylaz! Bu hikâyeyi daha kaç kere dinleyeceksin? | Open Subtitles | كم مرة ستسمع هذه القصة؟ |
Sözümü dinleyeceksin. | Open Subtitles | أنا شقيقك و قبطانك و ستصغي إليّ |
Bunların yerine, isimsiz bir mezarda bir başına, dünyanın etrafında yaşamına devam edişini dinleyeceksin ta ki o dünyanın varlığı son bulana dek. | Open Subtitles | بل تكونِ وحيدة محبوسة في قبر غير معلم الى الأبد تستمعين الى العالم من حولك وهو يمضي |
Ve burada olan şeyi gördükten sonra beni dinleyeceksin. | Open Subtitles | عندما ترى ما لديّ هنا سوف تصغي |
Şimdi dikkatini çektim ve beni dinleyeceksin! | Open Subtitles | ولسوف تنصت لي لم اتزوج ليرد لالي بروخ |
Şu andan itibaren onu değil, beni dinleyeceksin. | Open Subtitles | من الآن فصاعدًا لا تنصتين لها، بل تنصتين لي. |
Beni dinleyeceksin. Emirlerime itaat edeceksin. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، تسمعين لي وتخضعين لأوامري |
Bu kıvırcık kafalıyı mı dinleyeceksin? | Open Subtitles | هل ستنصت له حين يسألك أن تصفعني؟ |
Müfettiş konuşurken sen dinleyeceksin, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | عندما يتحدث المفتش عليكم الإنصات, مفهوم؟ |
Er Griffin, bu yüzden, bu Chris Gaines'in albümünden bir parça dinleyeceksin. | Open Subtitles | جريفين .. فقط لهذا يجب عليك الاستماع إلى أغنية واحدة من ألبوم المطرب كريس غنيس هذا |
Marvin, ilk aşk masalını dinleyeceksin. | Open Subtitles | مارفن"، أنت على وشك سماع" أول قصة حب |
Her şeyi izleyeceksin, dikkatlice dinleyeceksin ve gözlerini dört açacaksın. | Open Subtitles | يمكنك رؤية اي شيء الاستماع عن قربّ وتبقى ّ عيناك مفتوحتانّ وتنصت جيداً |