"dinleyeceksin" - Translation from Turkish to Arabic

    • تستمع
        
    • ستستمع
        
    • ستستمعين
        
    • ستسمع
        
    • ستصغي
        
    • تستمعين
        
    • تصغي
        
    • تنصت
        
    • تنصتين
        
    • تسمعين
        
    • ستنصت
        
    • الإنصات
        
    • الاستماع إلى
        
    • على وشك سماع
        
    • وتنصت
        
    Ben bu ampulün altında viski içerken, sen de radyatörün sesini dinleyeceksin. Open Subtitles أنت تستمع لهسهسة ألراديو بينما اشرب أنا الويسكي تحت هذا المصباح المكشوف
    Beni dinleyeceksin... yeterine dinlersen oğluna kavuşacak ve güvende olacaksın. Open Subtitles ، و تستمع إلي ،إذا فعلت ذلك بالقدر الكافى .. فلسوف تجد إبنك بأمان و بحالة جيدة
    Sana söylediğim her sözü dinleyeceksin, sana dediğim her şeyi yapacaksın, yoksa seni kendim vururum. Open Subtitles أنت ستستمع إلى كلّ كلمة أخبرك بها ..وتفعل كلّشيء أخبرك،. أو سأضربك بنفسي.
    Onun iyi biri olmadığını söylemiştim. Ne zaman beni dinleyeceksin ? Open Subtitles اخبرتك انه لم يكن أمرآ جيد متى ستستمعين لي
    Beş dakika mı? Söyleyeceklerimi beş dakika boyunca dinleyeceksin... ..ve o senin olacak. Open Subtitles ستسمع إلى ما أريد قوله في خمسة دقائق
    Bugün, onun yerine beni dinleyeceksin. Open Subtitles ولن تكون هنا. اليوم، ستصغي إلي بدلاً من.
    Ben konuşacağım en azından biraz ve sen de dinleyeceksin. Open Subtitles أنا سوف أتحدث قليلاً على الأقل و أنتِ سوف تستمعين.
    Ve bu sefer sen beni dinleyeceksin. Onu öldürmeniz gerekmezdi! Open Subtitles هذا عالمنا وليس عالمك ولمرة في حياتك، عليك أن تصغي للآخرين
    Çocuklarla konuşacak Noel'de ne istediklerini soracak, onları dinleyeceksin. Open Subtitles ..كما تعلم ، تتحدث للاطفال تسألهم ماذا يريدون لعيد الميلاد تنصت لهم
    Ama bu kişi her kimse sen de onun hikayelerini dinleyeceksin... Open Subtitles و لكن أياً كانت تلك التي ستتحمل منك ذلك فعليك ان تستمع لقصصها أنت الآخر،
    Onu dinleyeceksin kadın olmasının önemli olmadığını, onu sevdiğini ve yanında olduğunu söyleyeceksin. Open Subtitles وسوف تستمع إليها وستخبرها أنك تحبها وأنك ستظل دائماً معها
    Şu andan itibaren beni dinleyeceksin, söylediğim her şeyi. Open Subtitles يجب أن تستمع إلي، لكلّ ما أقول، من الآن وصاعدًا
    Bu tükenmiş ve kimsenin duymadığı aktörü mü dinleyeceksin? Open Subtitles هل ستستمع إلى هذا الممثل الذي أكل عليه الدهر وشرب وغـالبا لم يسمع به أي أحــد؟
    Çünkü fıkramı bana acıdığın için dinleyeceksin. Open Subtitles لأنّك ستستمع إلى النكتة وكأنّك تشفق عليّ
    Onun iyi biri olmadığını söylemiştim. Ne zaman beni dinleyeceksin? Open Subtitles اخبرتك انه لم يكن أمرآ جيد متى ستستمعين لي
    Haylaz! Bu hikâyeyi daha kaç kere dinleyeceksin? Open Subtitles كم مرة ستسمع هذه القصة؟
    Sözümü dinleyeceksin. Open Subtitles أنا شقيقك و قبطانك و ستصغي إليّ
    Bunların yerine, isimsiz bir mezarda bir başına, dünyanın etrafında yaşamına devam edişini dinleyeceksin ta ki o dünyanın varlığı son bulana dek. Open Subtitles بل تكونِ وحيدة محبوسة في قبر غير معلم الى الأبد تستمعين الى العالم من حولك وهو يمضي
    Ve burada olan şeyi gördükten sonra beni dinleyeceksin. Open Subtitles عندما ترى ما لديّ هنا سوف تصغي
    Şimdi dikkatini çektim ve beni dinleyeceksin! Open Subtitles ولسوف تنصت لي لم اتزوج ليرد لالي بروخ
    Şu andan itibaren onu değil, beni dinleyeceksin. Open Subtitles من الآن فصاعدًا لا تنصتين لها، بل تنصتين لي.
    Beni dinleyeceksin. Emirlerime itaat edeceksin. Open Subtitles من الآن فصاعداً، تسمعين لي وتخضعين لأوامري
    Bu kıvırcık kafalıyı mı dinleyeceksin? Open Subtitles هل ستنصت له حين يسألك أن تصفعني؟
    Müfettiş konuşurken sen dinleyeceksin, anlaşıldı mı? Open Subtitles عندما يتحدث المفتش عليكم الإنصات, مفهوم؟
    Er Griffin, bu yüzden, bu Chris Gaines'in albümünden bir parça dinleyeceksin. Open Subtitles جريفين .. فقط لهذا يجب عليك الاستماع إلى أغنية واحدة من ألبوم المطرب كريس غنيس هذا
    Marvin, ilk aşk masalını dinleyeceksin. Open Subtitles مارفن"، أنت على وشك سماع" أول قصة حب
    Her şeyi izleyeceksin, dikkatlice dinleyeceksin ve gözlerini dört açacaksın. Open Subtitles يمكنك رؤية اي شيء الاستماع عن قربّ وتبقى ّ عيناك مفتوحتانّ وتنصت جيداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more