| dinozorlar hakkındaki ilk kitabıma bakarken aklımdan bu düşünceler geçiyordu. | TED | كانت تلك الأفكار تدور في رأسي حينما شاهدت ديناصورات للمرة الأولى في كتاب. |
| Bilim sayesinde artık kuşların yaşayan dinozorlar olduğunu biliyoruz. | TED | بفضل العلم، نحن نعلم الآن أن الطيور هي ديناصورات حية. |
| Bazı dinozorlar, kuşlarla lades kemiği gibi diğer hayvanlarda bulunmayan anatomik detaylar paylaşırlar. | TED | ديناصورات معينة تتشارك بعض التفاصيل التشريحية مع الطيور والتي لم توجد في أي حيوانات أخرى، مثل عظم الترقوة. |
| Bitki ve hayvan türlerinin %75'i yok oldu, üzülerek söylüyorum buna dinozorlar dahil. | TED | فُقدت 75 في المئة من أنواع النباتات والحيوانات، بما في ذلك، للأسف، الديناصورات. |
| İlk dev katil dinozorlar çok daha erken ortaya çıktı. | Open Subtitles | لكن ظهر أول ديناصور قاتل عملاق قبل ذلك بكثير |
| dinozorlar haklarını kullandı ve doğa nesillerinin tükenmesine karar verdi. | Open Subtitles | الدينوصورات عاشت فى حقبتها وقد إختيرت للإنقراض |
| Tüyler, dinozorlar için de bu işlevleri sağlamış olabilir. | TED | الريش كان من الممكن أن يخدم هذه الوظائف للديناصورات أيضاً. |
| Henüz dinozorlar yok; sadece bu saçaklarda gizlenen birkaç çift küçük memeliler var. | TED | لا يوجد ديناصورات بعدُ فهناك فقط هذا المكان الثقيل والقذر والضحل رفقة زوجان من الثدييات الصغيرة مختبئة في أطرافه. |
| Ve benim fosil-kromozom oranları açık ça gösteriyor ki bu plesiosaurus gibi dişi dinozorlar, kendi türünün en zekisi Ve güçlüsüydü. | Open Subtitles | ومتحجري إلى نسب الكروموسوم يبين بشكل واضح ان اناث ديناصورات البيلاساسوراس كانت الأقوى والأذكى فى نوعها |
| dinozorlar. Vergi beyannamem. | Open Subtitles | ديناصورات ملفات ضرائبي، حقائق عن الهنود الحمر |
| Kuyruklu yıldızlar, dinozorlar, zombiler ve küresel ısınma. | Open Subtitles | مذنبات و ديناصورات زومبي و الاحتباس الحراري |
| Diğer sermaye gruplarında bize dinozorlar diyen ve kendi yok oluşumuza kayıtsız olduğumuzu söyleyen sözde arkadaşlarınız. | Open Subtitles | المدعوون بالأصدقاء في الشركات الأخرى يخبرونكم أننا ديناصورات نغفل انقراضنا |
| 1990'ların sonunda paleontologlar bu fikri destekleyen ikna edici kanıtlar bulmaya başladılar: vücutlarında hâlâ tüy bulunan dinozorlar. | TED | وفي أواخر التسعينات، بدأ علماء الحفريات البحث بعمق حول الدعم المقنع لهذه الفكرة: ديناصورات مع بعض الريش مازال محفوظاً على أجسادها. |
| Dreadnoughtus gibi dinozorlar gerçekti. | TED | لقد كانت ديناصورات مثل "دريدنوتس" موجودة. |
| Hadi dinozorlar olmadan son 4 milyar yılın kısa bir özetini yapalım. | TED | لنذهب في جولة قصيرة خالية من الديناصورات خلال الأربعة مليار سنة الماضية. |
| dinozorlar bu memelilere karşı savunmasızdır, çünkü yumurtalarını yere bırakırlar. | Open Subtitles | كانت الديناصورات معرضة لخطر هذه الثدييات لوضعها بيضها على الأرض |
| Eğer yapmazsa son altı ayda anomalilerden geçen dinozorlar etrafta katliam yapıyor olabilirler çünkü onları durdurmak için orada olmayacağım. | Open Subtitles | إذا لم تفعلين ذلك، ثم كل ديناصور يأتي من خلال الهالات في الأشهر الستة الماضية، |
| Ona göre dinozorlar hastalıktan ölmüş. | Open Subtitles | ويقول فيه أن الدينوصورات ماتت جراء أمراض إجتاحتها |
| Kutuplarda hayat, dinozorlar açısından, hatırı sayılır bir evrimsel başarı. | Open Subtitles | كانت الحياة في القطبين إنجازا تطوريا هائلا للديناصورات |
| Oturmaz mıydınız? dinozorlar gibi neslimiz tükenmek üzere. | Open Subtitles | هلا جلست نحن كالديناصورات قاربنا على الانقراض |
| Son zamanlarda dinozorlar ilgisini çekiyordu. Fosil alabiliriz belki. | Open Subtitles | إنه مفتون بالديناصورات مؤخراً ربما يمكننا إعطائه قطعة احفورية |
| Bir sonuç çıkartmak istemiyorum, ama dinozorlar ve insanlar... aralarında 65 milyon yıllık bir evrim olan iki tür. | Open Subtitles | لا أريد أن أقوم بإستنتاجات مسبقة لكن الدينوصور والإنسان جنسان يفصلهما 65 مليون سنة من التطور |
| Küçük dinozorlar, biliyorsun? | Open Subtitles | إنّهم أشبه بديناصورات صغيرة، أتعرفين؟ |
| Bu sularda hâlâ dinozorlar çağından kalan timsahlar hüküm sürüyor. | Open Subtitles | في هذه المياه، لا يزال (عصر الـ(دايناصورات |