Sol taraftaki doğrusal mantık, ...direk olarak sağ taraftaki sezgisel mantığa bağlanmış. | Open Subtitles | المسار الخطي على اليسار كان مباشرةً متصل سلكياً بحدس الفص الأيمن الدماغي |
Ben burada her şeyi hallederim. Sen yönünü değiştir ve direk olarak gemiye geri dön. | Open Subtitles | سأتولى أمر ذلك, في الوقت الراهن غير مسارك وعد إلى السفينة مباشرةً |
Telekomünikasyon sistemi direk olarak ofisinize bağlı iskelet profil ana bilgisayara yüklendi. | Open Subtitles | نظامالإتصالات... مرتبط مباشرةً بمكتبك و تمت برمجة النظام الهيكلي إلي الحاسب الرئيسي |
O zaman direk olarak oraya gitsen en iyisi olur. | Open Subtitles | حسنا ، يستحسن أن تذهبي إلى هناك مباشرة ، إذن. |
Kurbanın kostümü hâlâ üzerindeydi ki bu da direk olarak tiyatrodan kaçırıldığına işaret. | Open Subtitles | الضحية كانت لاتزال فى زيها،. هذا يجعلنا نقترح بأنها خُطفت مباشرة من المسرح. |
Böcekler ve diğer türler poleni alabilir, ihtiyacı olan yere direk olarak ulaştırabilir. | TED | ان الحشرات والمخلوقات الاخرى يمكنها ان تنقل حبة لقاح واحدة وتنقلها الى المكان المفروض الوصول اليه مباشرة |
Belki de bu direk olarak Bodnar'la ilgili değildir. | Open Subtitles | حسنا,ربما هذا ليس بشأن بودنار ليس بشكل مباشر |
Yani bu, düşündüklerimi direk olarak bilgisayara aktaracak. | Open Subtitles | إذاً، هذا ينقل أفكاري إلى الحاسوب مباشرةً |
Size direk olarak kurum başından bir ultimatom verildi. | Open Subtitles | لقد تم إعطائكم إنذار قادم من العمليات مباشرةً |
Kara kutuya göre görüntüleri direk olarak ele geçirmiş. | Open Subtitles | وفقاً للصندوق الأسود، فقد حصلتَ عليهم، مباشرةً |
Arabanıza dönmeniz, şimşek hızıyla okyanusa yol alıp, direk olarak içine doğru sürmeniz. | Open Subtitles | كن مثل من خرج من الجحيم واتجه إلى المحيط وقدْ مباشرةً إليه |
Bay Waters, direk olarak ateş hattında olan askeri bir üste görevlendirilmek için işe alındı ki, diğer her asker gibi sorumluluklardan aynı derecede yararlanmalarına izin verildi. | Open Subtitles | سوف يُرسل السيد واترز إلى قاعدة عسكرية تحت خط النار مباشرةً وهذا هو السبب في منحه |
Bunu direk olarak kalp kasınıza enjekte edeceğim bu da kalbinizin durmasına sebep olacak. | Open Subtitles | سوف أحقنها مباشرةً داخل عضلة قلبك مما سيبب ذلك توقف القلب عن النبض |
Ne yazık ki Bay Dazzo, direk olarak Baş danışmanla çalışmamın daha iyi olacağını söyledi. | Open Subtitles | للأسف، إن السيد دازو يرى أن من الأفضل أن أتعامل مع محامي الشركة مباشرةً |
Biri direk olarak bu kaynakta içerse su onun bütün hastalıklarını iyileştirir. | Open Subtitles | إنْ شرب أحدٌ منها مباشرةً بإمكانها أنْ تشفي أيّ مرض |
Başlarken, Amerikan servis ya da masa örtüsü kullanın, fakat ikisini değil, böylece tabaklar direk olarak masanın üzerinde olmaz. | TED | لتبدأ، ضع غطاء للطاولة أو مفرش لكن ليس كلاهما لكي لا تكون الأطباق موضوعة مباشرة على الطاولة |
Hyperscore a direk olarak girebilmek için kızılötesi izleyiciyi kullanıyor. | TED | لذا يمكنه استخدام متتبعه للأشعة تحت الحمراء ليذهب مباشرة لهايبر سكور |
Bilgisayardan bitleri direk olarak okuyabiliyordu. | TED | وقد تصور كل شيء من حيث إنه يستطيع قراءة الشفرة الثنائية من الآلة مباشرة |
Güneşi takip etmek zorundalar, çünkü direk olarak güneşe hedeflenmeliler. Genellikle 1 derece gibi kabul edilebilir sapma açıları vardır, | TED | عليها تعقب الشمس، لأنها يجب أن موجهة على الشمس مباشرة وتعمل في حدود درجة واحدة فقط من الخطأ |
Böyle yerlere girince, direk olarak geçmişe ulaşıyorsunuz çünkü on yıllarca enlememiş bir şekilde duruyorlar. | TED | فعندما تقصد أماكن كهذه, لن تلبث أن تجد نفسك قد ولجت مباشرة في الماضي لأنها تظل على هي عليه لعقود. |