"diyeceğim" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أقول
• سأقول
• اقول
• أتعلم
• سأخبرك
• سأقوله
• سأخبر
• وأقول
• سأناديك
• ساقول
• لأقول
• أتعلمون
• لأقوله
• بفكرة
• أخبركم

Kamyon hakkında tek kelime etmeyeceğim ve ikinizi de hiç görmedim diyeceğim ha?
..وألا أقول أي شيء عن الشاحنة.. و أني لم أر أي منكما؟ ..

Bak sana ne diyeceğim benim için çok cesur olmanı istiyorum.
أنا أقول لكِ ماذا أنتِ لابد أن تكوني شجاعة جدًا لي

Ne diyeceğim ki? "Merhaba. Ben terk ettiğin kızın Phoebe'yim."
ماذا سأقول له اهلا انا فيبى ابنتك التى تخليت عنها

Bütün bu doktor ve hemşirelere bakarak "Cüce Rodeosu" diyeceğim.
حسنا مع هؤلاء الاطباء و الممرضين سأقول مسابقة رعاة بقر

Sana ne diyeceğim, bu işi eski usul halledelim, olur mu?
ولكن اقول لك ماذا ما سوف نفعله كما في المدرسة قديماً

Bakın be diyeceğim, mahkeme salonuyla başlayalım. Bir taşla iki kuş.
أتعلم ماذا، دعنا نبقى مع قاعة المحكمة السابعة، طائران بحجر واحد

Bak ne diyeceğim. Basılması gerekmiyor, kimsenin okuması da gerekmiyor.
سأخبرك بشيء، لن يتم نشرها أبداً لن يقرأها أحداً أبداً

Ne diyeceğim, adın her neyse beni canlarımla konuşmam için yalnız bırakır mısın?
أقول , أياً كان اسمك ,لم لا تعطيني ثانية لوحدي مع أعزائي الصغار؟

Pekala, aslında, diyeceğim şu ki sanırım kocan aklını kaçırmış.
حسناً ،كنت أريد أن أقول أعتقد أن زوجك فقد عقله

Ayrıca bundan sonrasıyla ilgili bir şey daha diyeceğim. Sırtınıza yük olmaya son.
و أيضاً أريد أن أقول ذلك ، لن أكون عليكم عبئ بعد الآن

Ve diyeceğim o ki, ulusal çıkarlar ve yoksulluk ve iklim değişikliği problemlerini çözme küresel çıkarı uzun vadede tek bir çıkar haline gelir.
و قد أقول أن المصلحة القومية و ما تطلق عليه المصلحة العالمية في مقاومة الفقر و تغيُّرات المناخ يتفقان معاً ولو على المدى البعيد.

Biliyor musun bu sefer gerçekten işler daha kötü olamaz diyeceğim.
، أتعلم . سأقول لايمكن أن تسوء الأمور أكثر من ذلك

Tamam, geri zekalı ağzına çorabı alıyor. 1300 diyeceğim, daha iyi olur.
حسناً، الغبي سيحصلُ على جورب في الفم سأقول 1300 دولار ستكون أفضل

Çocuğuma bunu diyeceğim aklıma gelmezdi ama duşunu alana kadar sarılma safhasını atlayacağım.
لم أعتقد أبداً أنني سأقول هذا لطفلي، لكنني سأرفض الحضن حتى تستحم، رجاء

Kızım doğduğu zaman, ona diyeceğim ki, "Bu senin baban, tatlı."
فعندما تولد ابنتي، سأقول لها: هذا هو والدك يا حياتي.

Ama diyeceğim şu ki, inkar, sevdiği birinin ölümüyle yüzleşen kişinin yaşadıklarını tasvir etmekten çok ama çok uzak bir sözcük.
ومع ذلك سأقول لكم ان النكران ليست كلمة قوية كفاية لوصف ما عانيناه أنا وهؤلاء الذين يواجهون موت احبائهم

Sadece diyeceğim şu ki, kocası asla karısını geri alamadı.
كنت على وشك أن اقول ان الزوج لم يسترد زوجته قط

Bak ne diyeceğim. Bana şoförlük yeter. Ben altıma yapardım.
سأخبرك بشيء القيادة جيدة لأنني قبل أتغوط في بنطالي القصير

Benim iyi gün dostlarına ihtiyacım yok diyeceğim yarın sabah!
لا ، لا أحتاج لمصادقتك هذا ما سأقوله غداً صباحاً

Ben de babama söyleyeceğim- mühendisliğe son, fotoğrafçı olacağım, diyeceğim.
عندها سأخبر والدي أنني سأترك الهندسة و سأصبح مصوراً فوتوغرافياً

Sonra ağlayıp diyeceğim ki, "Benim için gerçekten üzgün müsün?"
. .. ثم سأبكي وأقول "هل تشعر بالأسى علي حقا؟

Ben de size öyle diyeceğim. Beni arkadaşın say.
لذا سأناديك كذلك لأني أريدك أن تعتبرني كصديقك، حسن؟

Biliyor musun, bunu diyeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi ama liseyi özledim gerçekten.
لم اعتقد ابدا اني ساقول هذا ولكني اعتقد اني بالفعل اشتقت الى المدرسه

Bakın ne diyeceğim, eğer siz veya ailenizden biri izliyorsa...
: دعوني أتدخل هنا للحظة لأقول ..أذا كان أي من المشاهدين مستاءً من

Tamam, ne diyeceğim benden bu akşamlık bu kadar.
حسنا . أتعلمون ماذا انا سأنهي هذه الليلة

Sana bu şekilde elveda diyeceğim... ..hiç aklıma gelmemişti.
* لم أكن اتصور اني سأودعكِ هكذا * * لدي الكثير لأقوله *

Bak ne diyeceğim... Hızlandırıcılar, adamlarının sökeceği son parçalar olsun.
سأخبرك بفكرة , إجعل مسارات التسارُع أخر شيء يُفكه رجالك

Evlat diyeceğim şu ki bu sıradan bir düğündü.
دعنى أخبركم أنه كان زفاف مميز كان يترأسه الأب كين جومبارت.